08 Haziran 2016 tarihinde tiyatrodergisi.com.tr için yazılmıştır.
“Kabare” gibi bir türü, türe özgü biçemsel yaklaşımlarla eğilimleri yıllar boyu sürdürmeyi göze alıp bunu başarabilmek az iş değil doğrusu. Bu alanda hem birikime hem de güçlü deneyime sahip türün belki de en eski topluluklarından biri, başlıcası, Ali Erdoğan’ın Kabare Dev Aynası adlı topluluğu…
Önceki yıllardan bu yana bir ikisini atlamış olsam da hemen bütün oyunlarını izlediğim topluluğun, gerek kabare anlayışı gerekse uygulayışta yansıttığı sürekli gelişim sevindirici. Buna süreğenlik sergileyen bir kadro da eklendiğinde ciddiye alınması gereken bir topluluk olarak öne çıkıyor Kabare Dev Aynası.
Gülmece yazarlığından, şiirleriyle öykülerinden bildiğim Ali Erdoğan’ın Kabare Dev Aynası’nca sergilenen oyunların neredeyse tamamına yazar olarak imza atması elbette olağan. Ancak onun, Haldun Taner gibi alanın Türkiye’deki yetkesini oyun dağarına katarak bu bağlamda da alçakgönüllü katkı koyduğu unutulmamalı.
Söz konusu oyunların yıldan yıla yükselen bir düzey yansıttığı söylenebilir ayrıca. Bir sorundan söz edilecekse eğer, yazar, yönetmen Ali Erdoğan, oyuncu olarak da sahneye çıktığı için plastik anlamda oyunlardaki dengenin sağlanışında ortaya çıkacak olası güçlükten söz edilebilir herhalde, o kadar.
Yazan, yöneten, oynayan bir sanatçı olarak bunlar arasında denge kurabilecek dıştan birine gereksinim duyabilir bu nedenle. Önemli olan Ali Erdoğan’ın katkı sağlayıcı bir yardımcıya kavuşması. Böylesi bir katkının, sahnede oyuncu olarak kendisine çok daha farklı bir rüzgâr estireceği de öne sürülebilir ayrıca. Bu arada Haldun Taner oyununda sergilediği reji köpürtüsü de anımsanabilir. Diyeceğim hem yazar hem yönetmen hem oyuncu olunca kişi, ister istemez güç bölünmesi yaşıyor. Ayrıca Ali Erdoğan oyunlarının giderek içerikçe de yoğunlaştığını görüyorum doğru bir tutumla…
Bu arada kadrodaki oyunculara dönük ustalık katkısı da göz önünde tutulursa, Ali Erdoğan’ın yoğun emekli, neredeyse olağanüstü çabayla bu çalışmayı sürdürdüğü yalın bir gerçeklik olarak ortaya çıkıyor. Nitekim yıllardır izlediğim Sibel Erkan, Cihan Bektaş, Meriç Eroğlu, Çağla Şadoğlu geliştirdikleri kabare oyunculuğu düzeyiyle dikkatleri çekmeyi başarıyor. Özellikle Sibel Erkan’la Cihan Bektaş, Kabare Dev Aynası’nın artık neredeyse aranan oyuncuları olarak anılabilir. Gerçekten de andığım oyuncular, büyük bir enerjiyle bir bütün halinde yeni oyunu uçurmayı da başarıyor sahnede.
Bunca sözün ardından Aklım Kaçtı Gören Var mı? adlı kabare oyununun, on altıncı yılına ulaşan topluluğun kabare anlayışındaki gelişme düzeyini sergilediği, seyircinin her geçen yılla birlikte topluluğu daha çok sahiplendiği gibisinden bir yargıya ulaşılabilir… Buna eklenen bir seyir zevkiyle birlikte tabii… Sahne ile seyirci arasındaki bu mutluluk her oyunla ileriye giderek katlanıyor çünkü… Bunu gözlemeye ne dersiniz? Kabare Dev Aynası, sizi bekliyor…