ATÖLYE’DEN; Leylâ Serpil-2; Rüya

R Ü Y A
Leylâ Serpil

Güzel bir rüyaydı. Yansısı kirpiklerimin dibinde hâlâ. Ama uyanmalı artık. Gerçeğe dönme zamanı. Sonsuza dek süreceğini mi bekliyorduk da böyle üzgün duruyoruz boynumuz bükük? Her güzel şeyin bir sonu olur… rüyanın da elbet.

Ama rüya değildi ki gördüklerimiz. Kanlı canlı içindeydik yaşananların. Şaşırdık, sevindik, ürktük, hatta biraz korktuğumuz bile oldu. Kaçsak mı bırakıp dedik. Yok canım bırakılır mı hiç, olanca cesaretimizi kuşanıp üstüne üstüne gittik. Masal diyarında dolaştık. Şiirle havalandık. Okuduk, yazdık, dans ettik, çocuklar gibi şenlendik, kahkahalarla güldük, coştuk, taştık.

Kim ister ki bu rüya bitsin. Hem bu rüya bizim. Biz gördük hep birlikte elele, kolkola. Sevdik birbirimizi, saygı duyduk. Anladık. Dokunduk. Sarıldık. Sardık, sarmaladık yüreğimizin çok özel bir köşesine yerleştirdik. Ne iyi ettik.

Günler su gibi aktı. Ama biz de su gibi masallar, öyküler, şiirler, romanlar yazmaya soyunduk.   Hangi sözcüğü nereye koyacağımızı, nerede ara final, nerede final yapacağımızı öğrendik. Çatılar kurduk, yıktık, yeniden kurduk. Soyutladık, dönüştürdük, salkımlar ekledik, bozduk, yeniden yazdık. Aynı temadan başka başka has öyküler ürettik. Aynı karaktere çeşitli elbiseler giydirdik. Yazdıklarımızda art alan bırakmanın önemini beynimize nakşettik.

Böyleydi işte hiç unutmayacağımız bu onbeş günlük zaman dilimi. Sadık Aslankara Geliştirilmiş Yazarlık Atölyesi.

Sevgili Sadık Hocama, her güzel sıfatın eksik kalacağı Süreyya Köle’ye, beş özel ve tatlı kadına var oldukları için teşekkürler. Kendime de tabii…köşemde oturup ülkemin, çevremin dertleriyle hemhal olmak yerine bu rüyada  bir rol kaptığım için.

Sana da teşekkürler hayat. Beni şaşırtmaya devam et.

15.12.2018