Değerli Sadık Bey,
30 Mart tarihli “Kitaplar Adası”nda, sitenizde “Öyküdenlik” adıyla yeni bir bölüm oluşturduğunuzu yazıyorsunuz.
Doğrusu, bu sözcüğü hangi yapı ve anlamda öngördüğünüzü merak ettim.
Önce yapıya değineyim. İki olasılık usa geliyor:
1) Öykü+den (durum eki olan ve adın -den durumu diye de adlandırdığımız ek) +lik: Öykü+den+lik
2) Öykü+den (Farsça olan bu ek, bizim en yaygın yapım eklerimizden olan -lık, -lik, -luk, -lük’ün karşılığıdır. Başka bir anlatımla Farsça -dan, -den eki, bizim -lık, -lik, -luk, -lük ekimizle aynıdır) +lik.
Zamanında bu aynılık dikkate alınmadan kimi sözcükler oluşturulmuştur. Sözgelimi:
Çay+dan+lık (aslında aynı işlevde biri Farsça öbürü Türkçe iki eki bir arada kullanarak anlamca “çaylıklık” gibi bir tuhaflığa yol açmışız. Galat-ı meşhur anlayacağınız…
Sürme+den+lik de öyle… Oysa eklerden birini, Türkçe olanı elbette, kullanmak yeterliydi.
Siz “öykü+den+lik” sözcüğünde, -den ekini, adın -den durumu bağlamında kullanmış ve sözgelimi “öyküden yana olmak” gibi bir anlam öngörmüşseniz, diyecek bir söz olmaz; güzel bir buluştur bu…
Ancak, galat-ı meşhurlar benzeri, öykü sözcüğüne aynı işleve sahip Farsça -dan eki ile, Türkçe -lik ekini ardı ardına getirerek bu sözcüğü oluşturdunuzsa, bu doğru olmaz. O haliyle sözcük, “öykülüklük” anlamına gelir.
Nitekim, tuz+luk, şeker+lik, dem+lik… diyoruz. Yanlışı sürdürseydik, onlara da tuz+dan+lık, şeker+den+lik, dem+den+lik diyecektik.
Siz “öykü konulan yer, öykü bulundurulan yer” vb. anlamları öngörüyorsanız, “öykülük” yeterli. Nitekim, yıllar önce Berlin’de, “Şiir+lik” adıyla bir dergi yayımlanırdı.
Sevgi, saygı ve en iyi dileklerimle.
Adil İzci
01.4.2017