Bize Özgü Bir Kara Güldürü: “Bütün Kadınların Kafası Karışıktır”

10 Mayıs 2016 tarihinde tiyatrodergisi.com.tr için yazılmıştır.


Ece Temelkuran’ın kitabını okumuş değilim, tiyatronun içinden bakarak kaleme alıyorum bu satırları. Albenili kutusunda sunulmuş bir avuç akide şekeri tadı yayan metni Seray Şahiner-Selen Uçer ikilisi yazmış Temelkuran’ın aynı adı taşıyan kitabından. Bütün Kadınların Kafası Karışıktır, bu işbirliğiyle, Saim Güveloğlu’nun dramaturgisi, Natali Yeres’in dekor-kostüm, Utku Kara’nın ışık tasarımlarıyla Aysa Prodüksiyon yapımı olarak sunuluyor.

Oyunun bir aforizma çağrışımı uyandıran adı seyircide farklı açılımlara yol açabilir. Nitekim yönetmen Selen Uçer’in, Cumhuriyet’e verdiği bir röportajda, başlıktan kalkarak dile getirdiği, “Bütün kadınların kafası karıştırılmıştır,” deyişi bir biçimde kendisinin de bunu yorumlama gereksinimi duyduğunu ele veriyor.

Gerek bireysel gerekse toplumsal ilişkilerinde aksamalar yaşayan bir yazarın, bu olup bitenlere, yanı sıra düzene karşı isyanı olarak, ama bütün bunlar kadar önem taşıyan kadın direncinin yansıması bağlamında yorumlanabilecek intihar girişimiyle başlıyor oyun. Komşularının bir biçimde müdahalesiyle gelişen karmaşık olayların kara güldürü havasında sahne düzlemine yerleştirilmesiyle de dramatik dolanımını tamamlıyor denebilir kabaca.

Başarıyı kamçılayıp bunu daha da keskinleştirerek öne çıkaran iki temel dinamik gözledim oyunda: 1.Oyun, diyaloglarla hızlı bir tartıma kavuşuyor, bu arada herhangi çizgiselliğe kayma tehlikesine düşmeden karakterleri ele veren yoğun bir artalan açılımı getiriyor. 2.Oyuncular, salt bunu yansıtabilmek amacıyla sahneye çıkmışçasına gereğini yerine getirip, bize enikonu gizemli bir dünyanın eleştirel değerlendirmesini yapıyor eksiksiz bir işleyişle.

Bu açıdan diyelim bir radyo tiyatrosu halinde izleseydik bile oyunu, doğrusu yine de müthiş bir tat alabilirdik pekâlâ. Nitekim bir yanıyla plastik olarak sahneye yayılırken oyun, bunun ardında diyaloglarıyla kendini ele veren evren de hem dış gerçekliğe dönük hem de imgesel anlamda bizde farklı tatlar uyandırabiliyor. Öte yandan oyuncuların, bu diyalogları kuşanırken, adeta dizi çekimi havasındaki yansıtımın da oyunun kuruluşuna, sunuluşuna, yorumlanışına farklı katkı koyduğu gözden uzak tutulmamalı…

Bunlar dikkate alındığında bize özgü bir kara güldürü örneği bağlamında Bütün Kadınların Kafası Karışıktır, alabildiğine ciddi bir yapım.

Seyirciye ayna tutup bireysel-toplumsal eleştiri getirirken kitle iletişimine dönük eleştirel boyutuyla dikkati çeken oyun, küçük de olsa seyirciye sarsıntı yaşatabiliyor. Oyuna bu işlerliği kazandıran, ona apayrı ruh kazandırarak seyirciyi peşine takıp hep birlikte bir toplumsal koşuya çıkaran oyuncuları da kendi yazımlarıyla, ama alkışlarla sıralayayım ki eksik tamamlansın: Deniz Çakır, Şebnem Sönmez, Zeynep Kankonde, İpek Türktan Kaynak, Kadir Çermik…

Her seyircinin beğenisine seslenebilecek oyun olduğunu da ekleyeyim bunlara…