DENİZLİ TİYATROSU BELGELİĞİ; M.S.Aslankara; TİYATRO EMEKÇİLERİYLE…

TİYATRO, EMEKÇİLERİYLE…

M.Sadık Aslankara
(23.03.2023 YAZISIDIR.)

Her 27 Mart, kendi gerçekliğini emekçileriyle duyurur biraz da. “Biraz da” laf mı, en belirgin haklarıdır bu tiyatrocuların. Çünkü tiyatro emektir zaten.

Tiyatroda “emekçi” denildiğinde sahne üstünde, yanında, altında, arkasında, hatta dışında kim varsa oyuncusundan teknisyenine, sahne arkası çalışanından dışta kendi dünyalarında işini yapan oyun yazarından müzisyenine hepsini birden anlamak gerekir.

Bir tek tiyatro için denir ki, para yatıran insan da tiyatronun emekçisidir, çünkü tiyatrodan para kazanılmaz, olsa olsa para harcanır bu sanat için.

Nitekim geçmişten günümüze ünlü-ünsüz, tanıdık-tanımadık hangi tiyatrocunun açıktaki anısına uzansanız, her birinin birer tiyatro hacısı olarak yaşadığını, tiyatro sanatı için durma sahneye su taşıdığını okur, kavrarsınız. Böylesine bir sebil çeşmesidir tiyatro, herkese kanabildiği kadar vermeye hazır.

O zaman denebilir ki 27 Mart, tüm tiyatro emekçilerinin günüdür.

Üç yıl önce Covid nedeniyle kararma halinde apansız yaşanan o koyu karantina günlerinde, özellikle bağımsız toplulukların, amatör tiyatroların yüce gönüllü üyeleri, ciddi biçimde açlıkla boğuştular, adeta açlığın sınamasından, hani ne der eskiler, “terbiyesinden” geçtiler neredeyse.

Bu arada kimi bağlantılar için turne yollarında kazaya kurban giden tiyatrocularımız da olmadı değil.

Bu kez deprem vuruyor işte, kendileri ne denli yaralı, acılı da olsa, Türk tiyatrosunun, tüm Anadolu tiyatrolarının şövalyeleri bu depremlerde de anında doğrulup sanat dünyasının birer neferi olduklarını gösterip kanıtlamaya giriştiler adeta erdemli tutumlarıyla.

Kendi payıma bir yandan geçmişten günümüze bu insanları düşündüm, öte yandan 6 Kasım 1982’de perde açışı üzerinden kırk bir yıl geçen DE-Tİ’nin (Denizli Tiyatrosu) emekçileri akıp geçti gözlerimden.

Bu topluluk da, eğer adından söz ettirebiliyorsa hâlâ, elbet işte bu emekçileriyle başarıyor bunu.

Bu yüzden farklı yıllarda da olsa emek veren bu insanları, geçmişten karelerle anımsamadan geçemedim doğrusu.

O yıllarda oyuncuların kimliklerini de taşırdı topluluklar çantalarında. Biz de kendimize böyle bir “Kimlik Defteri” hazırlamıştık, yaşanabilecek herhangi bir sıkışıklıkta güçlükle karşılaşmamak için.

Baktım o defterin kimi sayfalarına, tabii aramızdan ayrılmışlar da var içlerinde. Üstelik kimileri sizlere de tanıdık gelebilir.

Sözünü ettiğim defterden, farklı dönemlerde tiyatromuza katılmış olanlardan o dönemlerde çekilmiş siyah beyaz kareleri eşliğindeki belgeler, DE-Tİ’nin emekçileriyle buluşturuyor bizi bu sayfada.

Ötekiler gibi tiyatro sanatı da kuşkusuz emeğiyle güzel, emeğiyle anlamlı!

27 Mart Dünya Tiyatro Gününüz kutlu olsun Türkiye’nin, dünyanın tüm tiyatro emekçileri!