DE-Tİ HALKASINDAKİ İLK KOPUŞ…
M.Sadık Aslankara
(01.4.2021 YAZISIDIR.)
DE-Tİ geleneğinden gelen, onun son ardıllarından Mustafa İkizoğlu aradı, “Mehmet Ölçek’i yitirdik,” dedi telefonda.
Tarih 27 Mart 2021’di.
Evet evet, 27 Mart. Donup kalınca ben, “Kalp,” diye ekledi Mustafa.
Mehmet Ölçek, 6 Kasım 1982’de DE-Ti perde açtığında, sahne üstünde topluluğu kışkırtıp tetikleyen, peşinden sürükleyen ilk oyuncusuydu onun. Yetenekli olduğu kadar her yere yaydığı sıcak havası, yanında taşıyıp her an cebinden çıkarıverdiği içten, duru gülüşü, onu hep ayrı bir yerde tutardı, kırk yıl öncesine baktığımda bugün, ilk bunlar geliyor aklıma.
İlk kopan da o oldu. Gerçi Özlem İşsever’i yitirmiştik yıllar önce, bir trafik kazasında, Mehmet’inki ilk doğal ölüm oldu. Onca erken yaşın doğal ölümü olur mu, arada böyle şaşkınlık da yaşanıyor işte.
Topluluğun açılış oyunu Çat’la Pat’ın elaltı broşüründe “Reji Asistanı” olarak geçiyordu Mehmet.
“Denizli Tiyatrosu Belgeliği” başlığını açmadan daha, sitemize bir mektup göndermişti, heyecanla okumuştum satırlarını:
“Merhaba Sadık Abi,
Yolum dün yıllar sonra Hatipoğlu Mahallesine düştü. Gözlerim dedemin yıllarca yaşadığı, benimse yazları küçücük havuzuna girip denizleri düşlediğim, kışları ise annemin yaptığı nefis tarçınlı kurabiyeleri, fırınında pişmesini sabırsızlıkla beklediğim kuzineli o mütevazı evi aradı. Ama kala kala o günlerin de bir zamanlar yaşandığının kanıtı gibi şimdilik bekleyen bir iki eski evin dışında hiçbir şey yoktu.
Sonra birden siz geldiniz aklıma. Geri dönüp sizin evin sokağına girdim. Ahh bir zamanlar babaannemin elini tutup Bahriye Yenge’nin ziyaretine ne çok gelirdim bu sokağa. O zamanlar sokağın girişi, çıkılması zor bir yokuş gibi gelirdi bana. Şimdi ondan da eser kalmamış. Bahriye Yenge’nin evinin yerinde şimdi yan yana iki ruhsuz apart var. Sonra sizin eve yöneldim. Sanki bahçe küçülmüş. Ama rengi aynı, sadeliği aynı, vakurluğu aynı. Nasıl mutlu oldum bilseniz.
Ayrılırken şöyle düşündüm; sahipleri sanki hiç göçmemişler, biraz daha beklesem hepsi ya pencerede ya kapıda belirip el sallayacaklar, bunu paylaşmak istedim sizinle.
Sevgiyle selamlıyorum sizi.
DE-Tİ’den eski öğrenciniz Mehmet Ölçek”
Bu mektubu çok değil altı ay önce yazmış bana; “2 Eylül 2020 Çar 09:19”
Hemen yanıt verdim, iki dakika geçmedi aradı, uzun uzun konuştuk, ileride görüşmek üzere sözleştik.
Ölüm erken oldu Mehmet Ölçek için. Onu hep sevgiyle taşıyacağım yüreğimde.
Hey Mehmet, buluşmak için öte yakaya geçerken arayıp bulacağım kuzineyi, annen senin için fırınında tarçınlı kurabiye ayırmıştır mutlaka bir köşeye, ceplerimi doldurup öyle geleceğim sana, benim güzel kardeşim.