Küresel Koronavirüs Krizinde Cinsiyet Ayrımcılığı
Erinç Yeldan
(Aşağıdaki metin, Erinç Yeldan’’ın, Cumhuriyet gazetesinin 8 Nisan 2020 tarihli sayısında yer alan “Ekonomi Politik” başlıklı köşesinde yayımlanan “Koronavirüs eşitsizlik üzerinden besleniyor”adlı yazısından alınıp aktarılmıştır.)
“Koronavirüs krizinin bir de her bir ülke içerisinde tetiklemekte olduğu toplumsal cinsiyet boyutu var. Kriz dönemlerinin hemen her defasında öncelikle kadın emekçileri daha şiddetli etkilediği biliniyor. Hemen her ülkede kadın emekçiler, erkek nüfusa oranla daha yoğun olarak yarı-zamanlı ya da ücretsiz aile işçiliği biçiminde işgücü piyasasında yer almakta. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verileri, dünya ortalaması olarak yarı-zamanlı işgücü piyasalarında kadın emekçilerin payını yüzde 57 olarak veriyor. Yarı-zamanlı ve enformel (esnek) işgücü biçimlerinin doğal yansıması olarak, kadınlar çoğunlukla sosyal güvencesiz ve düzensiz çalışma koşullarında çalışıyorlar. Enformel kadın emeği Latin Amerika’da yüzde 54’e, Sahra-altı Afrika’da yüzde 74’e, Güney Asya ülkelerinde ise yüzde 80’e ulaşıyor.
Bütün bu güvencesizliklere ek olarak, karantina ve sosyal izolasyon koşullarında hanehalkının bakımı ve aile ekonomisinin idaresinin çoğunlukla kadınların sorumluluğu olarak görüldüğü düşünülürse, kadın emekçilere yüklenen sosyal sorumluluğun boyutları katlanarak artıyor.
Diğer yanda, gelişmiş ülkelerde, bir insanlık dramasına dönüşen mülteci akımlarının sağladığı ucuz ve güvencesiz göçmen emekçi yığınları olmasaydı, başta çöp ve temizlik, marketlerde kasiyerlik, hastanelerde dezenfeksiyon ve benzeri ‘kirli’ ve ‘vasıfsız’ hizmet işleri nasıl sağlanacaktı?
Krononavirüs krizi her anlamda eşitsizlik üzerinden besleniyor.”
(Yukarıdaki metin, Erinç Yeldan’’ın, Cumhuriyet gazetesinin 8 Nisan 2020 tarihli sayısında yer alan “Ekonomi Politik” başlıklı köşesinden alınmış, Erinç Yeldan’la gazetenin hoşgörüsüne sığınılarak aktarılmıştır.)