KONUK SAYFA YAZISI; Şaban Akbaba; Öyküyle Gelen Dostluk

Öyküyle Gelen Dostluk:
Bursa II. Öykü Günleri

Şaban AKBABA

Geçen Yıldan Esintiler:

Bursa’da Alper Akçam’la (2003) başlayan Dünya Öykü Günü kutlaması kısa adı BUYAZ olan Bursa Yazın ve Sanat Derneği’nin sahiplenmesiyle sürüyor.

2009 yılından itibaren Dünya Öykü Günü, bu özel günün anlamı çerçevesinde kalınmak koşuluyla Bursa I. Öykü Günleri adıyla bir dizi etkinlikten oluşan bir süreç halinde kutlanmaya başlandı. O yıl etkinliğe Bursa’dan on, Bursa dışından onbir öykücü katıldı. Bursa dışından katılan öykücülerimiz şunlardı: İstanbul’dan Anais Martin, Gülsüm Cengiz, Fatih Erdoğan, Halil İbrahim Özcan; İzmir’den Mavisel Yener, Hasan Özkılıç, Hayri K. Yetik, Tacim Çiçek; Ankara’dan Özcan Karabulut, Alper Akçam; Yalova’dan Mehmet Güler… Bursa onurlanmıştı.

Etkinlik boyunca katılımcıların sundukları bildiriler, okudukları öyküler ve etkinliklerle ilgili izlenimleri Öykü Dostluğu adlı 330 sayfalık bir kitapta toplandı

Bu kitabın adı 2010 Bursa II. Öykü Günleri’nin de ana başlığı oldu. Bu ana başlık altında toplanacak etkinlikler, geçen yıl gerçekleştirilenlere benzer özellikler gösterecek biçimde tasarlandı. Yine iki gün sürecek, iki günde beş etkinlik gerçekleştirilecekti. Öyle oldu. Bursa bir kez daha erdemli günler yaşadı.

Dünya Öykü Günü Bildirisi ve Bursa Öykücülüğü:

Öykücü Füruzan’ın yazdığı Dünya Öykü Günü Bildirisi’nin okunmasıyla başlayan etkinliklerin ilki her yıl olduğu gibi Bursa Öykücülüğüne ayrıldı. Bu bölümde, Bursa’da yaşayan yazarlardan Hakan Akdoğan, “Bursa Öykü Atölyelerinin Bursa Yazınına Katkısı” başlıklı bir bildiri sundu. Hakan Akdoğan, Yücel Balku’nun başlattığı ve onun anısını yaşatmak için yine onun adıyla sürdürülen, son birkaç yıldan beridir kendisinin yürüttüğü öykü atölyelerini, bu atölyelerin Bursa yazınına etkisini anlattı. Hakan Akdoğan’ın bildirisinden sonra Bursalı öykücüler öykü çalışmalarından birer örnek okudular. Pek çoğunun öykü izleği Bursa’ya dair olan  öykücüler şunlardı: Şafak Pala, Pelin Yılmaz, Beyza Ersoy, Erdem Katırcıoğlu, Serap Gökalp, Nursel Aras, Aysel Karaca, Serap Yenilmez ve Şaban Akbaba. Sadık Aslankara’nın, son etkinlikteki  konuşmasında saptadığı gibi; Bursa öykü deresi Türkiye öykü nehrini beslemek yolunda ciddi bir kaynak olarak görevini bir kez daha yerine getirdi, ona gereksindiği suyun bir miktarını verdi. Zaten “Bursa sudan ibarettir vesselam.”(Evliya Çelebi) Böylece Bursa, Türk öykücülüğünün ilk öyküsü “Anabacı Hikayesi”ni (XVI. Yüzyılda) Bursa’da yazan Vadii’yi haklı çıkardı.

Çocuk-Genç Yazını:

Buyaz felsefesinin, etkinliklerin vazgeçilmezi olarak kabul ettiği oturumlarından biri de ülkemizde en çok ihmal edilen, ama en çok önemsenmesi gereken  çocuklarımız ve gençlerimiz için öykücülüğümüze dairdi. Bugünümüzün en önemli toplumsal unsuru olarak onları önemsemek ve geleceğimizi kuracakları için de çok yönlü eğitilmelerine sanat yoluyla katkı yapabilmek amacıyla düzenlenen bu etkinlikte; ülkemizde çocuk-genç öykücülüğünün durumu tartışıldı, izleyenlere yazarları tarafından öyküler okundu. Gerçek bir şölene ve renk harmanına dönüşen etkinliğe iki yüz dolayında çocuk-genç katıldı. İstanbul’dan davet edilen, çocuklarla birlikte birbirinden güzel, renkli, canlı, devinimli ve özge etkinlikler gerçekleştiren Nilay Yılmaz’la Nermin Ş. Kalyoncu’nun çocuklara ve Bursa yazın dünyasına katkısı büyük alkışlarla ödüllendirildi. Coşku Bursa’nın yüreğini okşadı, onu gururlandırdı.

Anadolu Öykücülüğü:

Etkinlikler planlanırken her oturumun konusunun Bursa, Türkiye yazınında bir boşluğu dolduracak, o alana bir katkı yapacak bildiriler getirmesi düşünüldü. M.Sadık Aslankara’nın beğenisini birkaç kez dile getirdiği Anadolu Öykücülüğü başlığı da bu gerekçeyle seçilmişti. Yazarlara bildirilerini hazırlarken geleneği sürdürmek, birikime katkı yapmak, alanın son dönemlerdeki verilerini de kayıtlara geçirmek gibi bir sorumluluk yüklenecek ve böylece ortaya çıkacak metinler yepyeni ufuklar açacaktı. Bu amaçla hazırlıklarını yaparak Ankara’dan gelen Kanguru Kültür Merkezi ve Öykü Atölyesi öykücülerinden Zeynep Sönmez, Mustafa Albayrak ve Tarık Güney’in bildirileri oldukça doyurucuydu.

Yazarlık Özlemine Yanıt:

Şiir yürekli ülkemizin bereketli şiir toprağı, sanatı ve yazını en üst düzeyde özümleyerek üretebilmelidir. Çünkü insanı insan eden; yabanıl duygularımızı ehlileştiren sanattır. Sanatın yazın, öykü dalının heveslileri için de bir oturum olmalıydı. Yine Ankara’dan katılan şair-yazar, sanat eğitmeni Aydın Şimşek de bu amaçla hazırlığını yaparak gelmişti. Sanata ve öyküye dair en güncel bilgileri en tarihi tanıklarıyla buluşturarak Yaratıcı Yazarlık ve Deneysel çalışmalar başlıklı bildirisini sundu. Son derece etkileyici, bilgilendirici, eğitici bir oturum olmuştu.

Türkiye Öykü Harmanı:

Ülkemiz aynı zamanda dünyanın en büyük uygarlıklarını üretmiş topraklar üzerinde yer almaktadır. Binlerce yıllık tarihi  kim bilir kaç milyon öyküye tohum vermiştir. Kibele’den, Homeros’a,  Mevlana’dan Vahdii’ye, Sabahattin Ali’den Sait Faik’e uzayan sözlü ve yazılı öykü birikimi nedeniyle adı Anadolu Öykü Harmanı olarak belirlenen ve  dünya öykücülüğü için Irlandalı yazar Leland Bardwell  tarafından kaleme alınmış Dünya Öykü Günü Bildirisinin okunmasıyla başlayan oturumda, kendisi de bir öykü tutkunu, yazarı, eleştirmeni olan M.Sadık Aslankara konuştu. Eskilerin derya, deniz dedikleri türden bir öykü ve tiyatro harmancısı. Harmanımızı yaptı, tınazdaki buğdayı ayırdı, çuval çuval sundu dinleyenlerine. Erki özünde bir kişi, dili bal, çıkını dolu, yüreği geniş, eli bol…

Bir öykü Üstadı: M.Sadık Aslankara:

Öykü Günlerinin son (beşinci) oturumu M.Sadık Aslankara içindi. Çünkü o hem 2010 Buyaz Öykü Onur Ödülü’nün sahibi ve hem de bu yüzden Buyaz’ın Onur Konuğuydu. Bu nedenle M. Sadık Aslankara ve Öykücülüğü konulu etkinlik onun adına planlanmıştı. Etkinliğin iki konuşmacısından biri Aydın Şimşek’ti. Sadık Aslankara’nın yaşamöyküsü ve yazın kişiliği hakkında genel bilgiler verdi. Söylediğinin özü şuydu: M.Sadık Aslankara yaşayan ve öykü üzerine en çok yazı verimlemiş bir kültür, sanat, tiyatro ve öykü adamıdır. Onu burada görmek ve onunla aynı etkinliği paylaşmak bir onurdur. Özellikle gençler onu bulmuşken öyküye dair çok şey öğrenebilirler, fırsatı kaçrmayıp sorularını sorabilir, ustadan gereksindikleri bilgileri alabilirler. Aydın Şimşek’ten sonraki konuşmacı da Şaban Akbaba’ydı. Sadık Aslankara’nın Cicoz adlı öykü kitabı üzerine hazırladığı bildiriyi sundu. Şifreler Kitabı: Cicoz başlıklı bildirisinde, birçok kitabının, tiyatro yapıtlarının, film, belgesel yapımlarının, Sığınak adlı  romanının yanında  Uykusu Sakız ve Cicoz adlı iki önmli öykü kitabı da yayımlamış olan  Sadık Aslankara’nın genel olarak öykücülüğüne kısa bir vurgu yaptıktan sonra Cicoz’a dair inceleme-tanıtım türünde hazırladığı uzun çalışmasını ayırdı tüm zamanını.  Şifreler Kitabı olarak betimlediği “Cicoz’un tıpkı kutsal kitaplar gibi çocuk, zaman, kuyu, tiyatro v.b. anlamı yoğun, derin şifrelererinin olduğu, o şifreleri çözme çabasındaki okur için bunun bir okuma şölenine dönüşeceğini” söyledi. Daha sonra şöyle sürdürdü: “Her aya bir öykü gelecek biçimde oniki öykünün yer aldığı kitaptaki öyküler ayrı ayrı okunup algılanabildiği gibi, bütünleşik bir yaklaşımla roman olarak da okunup algılanabiliyor. Tamamen tiyatroya özgülenmiş öyküler kitabı Cicoz, izlekleri, izleklerin sunumu ve sunumun derinliğindeki karmaşık yapılardan, anlamlardan, insana dair gizemli görüngülerden  ötürü aynı zamanda felsefenin ve sosyolojinin yararlanabileceği bir  kitap özelliği yansıtmaktadır. Dil, yaşam, kurgu, sanat; diğer bir deyişle t/öz-biçim eytişimi açısından son derece tutarlı ve sağlam bir yapıya sahip olan Cicoz, okurun ruhunu, onu sürekli olarak çocukluğuyla buluşturarak okşamakta, onu çocukluğun masumluğuna, oradan da barışa, sevgiye, dostluğa, kardeşliğe taşıyıp durmaktadır. Gençliğe doğru çocuk, yaşanmışlığa doğru düş temeline oturtularak kurgulanan Cicoz öykülerinin bütünlüğü Sadık Aslankara öykücülüğünün nedenli başarılı olduğunu gösteriyor. Onun öykücülüğünün temelinde yatan felsefe ve sanat ilkesi şöyle özetlenebilir: Sanat yaşama dahil ve müdahildir. Asıl unsur insan, asıl izlek insana dair olandır. Sanat yapabilme ve biçem yaratabilmenin başat koşulu öz-biçim dengesini kurabilmektir.”

Etkinliklerin son halkası ödül törenine ayrılmıştı. Bursa Yazın ve Sanat Derneği Başkanı Şaban Akbaba’nın kısa konuşması, Aydın Şimşek’in ödül plaketini sunması ve Sadık Aslankara’nın teşekkürüyle sonlanan törenin noktası Bursa ve ülkemiz adına,  Bursa ve Türkiye yazını adına yapılan coşkulu alkışlar oldu. Çünkü Bursa bir kez daha onurlanmıştı.

Buyaz Onur Ödülleri:

Altıncı yaşına giren Bursa Yazın ve Sanat Derneği, beş yıldan beridir şiir ve öykü dallarında onur ödülleri vermektedir. Öykü ya da şiir alanına katkısı olmuş, yaşayan yazıncılara, “iyi ki aramızdasınız ve yazıyorsunuz; değerinizi biliyor, emeğiniz için teşekkür ediyoruz” gerekçesiyle verilen Bursa Yazın ve Sanat Derneği BUYAZ 2010 Öykü Onur Ödü, “öykücülüğümüze çok yönlü katkılarından ötürüM. Sadık Aslankara’ya verildi. BUYAZ 2010 Şiir Onur Ödülü de “şiire ve şiirimize katkılarından ötürüMetin Güven’e, (21 Mart 2010 Dünya Şiir Günü’nde düzenlenecek benzeri bir törenle sunulmak üzere)  verildi.

2005 yılından beri her yıl verilen Buyaz Onur Ödüllerinin önceki sahipleri de şu isimlerdir:

Buyaz Öykü Onur Ödülü: Nadir Gezer (2005), Oktay Akbal(2006), Talip Apaydın(2007), Tarık Dursun K. (2008),  Özcan Karabulut (2009).

Buyaz Şiir Onur Ödülü: İhsan Üren(2005), Arif Damar(2006), Cevat Çapan(2007), Başaran (2008), Kemal Özer(2009).

Buyaz’ın üyelerinden İsmail Tekin’in maddi desteği, Derneğin Genel Sekreteri Güney Özkılınç, Buyaz Başkan Yardımcısı Nursel Aras, Saymanı Cüneyt Özkurnaz ve Yönetim Kurulu Üyesi Aysel Karaca’nın özverili çabalarıyla Eğitim-Sen  salonunda gerçekleştirilen ve   konuklarının kalbini kazandığına inandığım Bursa II. Öykü Günleri, özellikle çocukların ve gençlerin yoğun ilgileri, öykücü konuklarımızın estetik birikimlerinden gelen nitelikli katkılarıyla  Bursa’nın yazın tarihine, kültür belleğine altın yazılarla yazılmıştır diye düşünüyorum.

Nice  Öykü Günleri’ne hep birlikte…

 

Şaban AKBABA

Bursa Yazın ve Sanat Derneği (BUYAZ) Yön. Kurulu Başk.