ÖYKÜ ÇİLİNGİRİ: Cemil Kavukçu’dan Öykü Çağrısı…

Cemil Kavukçu, öyküseverlerin çok yakından tanıdığı bir ad. Sevilen öykücülerin başında geliyor. Onun Sözcükler dergisinin 67. sayısında yer alan “Öyküyle Davet” başlıklı yazısı, genç öykücülerin, hatta hemen her yazarın yararlanabileceği kimi ipuçları barındırıyor… Aşağıdaki bölümler, bu yazıdan alıntılanmıştır…

“Beş altı kişiden oluşan grubumuz cumartesi günleri Sakarya’daki birahanelerde buluşuyor; edebiyat, okuduğumuz kitaplar ve yazdıklarımız üzerine konuşuyorduk. Dergi fikri de o günlerin birinde oluştu. Çünkü ürünlerimizi yayımlatamıyorduk. Öneri İzzet Kılıçlı’dan gelmişti. Bizlerin durumunda olan genç yazarları aynı çatı altında toplayacağımız bir dergi çıkarmalıydık.” “Adını da belirlemiştik: YAZIT. İlk sayımız Ocak 1988’de çıktı. Ben, ‘Tuz ve Biber’; Hasan Ali, ‘Aklım Bana Gurbet’; İzzet Kılıçlı ‘Kapatılmışın Düşsel Serüveni’; Özcan Karabulut da daha sonra kitabına adını vereceği ‘Hüzünle Bazı Günler’ öyküsüyle yer almıştık. Dergimizi, kendini finanse edecek sayıda satamıyor, sınırlı kitapçılara koyabiliyor, Ankara dışında dağıtamıyor ve abone bulamıyorduk ama mutluyduk. Bir süre sonra, hiçbir yerde bastıramayacağımızı düşündüğümüz kitap dosyalarımızı aynı imece anlayışı ile YAZIT logosu altında yayımlamaya karar verdik.” “Bütün bu çabalarımıza karşın aşamadığımız, edebiyat dünyamızda kabul göremediğimiz bir engel vardı, onun ne olduğunu çözemiyorduk.”

“Elimizde dosyalarımız Bilgi Yayınları’nın kapısından girdik. Hasan Ali, kibarca ‘Girebilir miyiz,’ dedi. ‘Giremezsiniz!’ dedi Küflü. Ses tonu, rahatsız edildiğini vurgular biçimde sert çıkmıştı. Biz hâlâ kapının eşiğinde şaşkın bir biçimde dikiliyorduk.  Bu kez de, ‘Çıkar mısınız!’ dedi aynı hiddetle. Çıktık.”

“1991 yılının sonlarına doğru, yazmayı bırakmak gibi radikal bir karar aldım. Bu aynı zamanda, çok dar bir alanı kapsasa da bulunduğum edebiyat çevresiyle, daha doğrusu YAZIT grubuyla ilişkimi koparmamı da içeriyordu. Ben de öyle yaptım. Hiçbir gerekçe göstermeden dergiden ayrıldım ve cumartesi buluşmalarından ayağımı kestim.” “Kimseyle görüşmüyor, dergilere öykü göndermiyordum. Çünkü yazmıyordum. Bırakmıştım. Yazar değil, iyi bir okur olmak istiyordum.” “Yıl 92 miydi, 93 müydü, hangi aydı hatırlamıyorum; dergileri karıştırırken Hasan Ali’nin öyküsünün başlığını okuyunca zıpkın yemiş gibi oldum: ‘Nerdesin Gringo?’ Bunu bana soruyordu. Hemen anlamıştım.” “Üzerinde isim ve adresimin olduğu postaya verilmiş bir zarf yoktu ama mektubun beni bulacağına emindi.”

“Yazmama kararımı altüst eden bir mektuptu bu.”

 

Yukarıdaki alıntılar, Cemil Kavukçu’nun Sözcükler dergisinin Mayıs-Haziran 2017 tarihli sayısında yer alanÖyküyle Davet” başlıklı yazısından, yazarıyla Turgay Fişekçi’nin hoşgörüsüne sığınılarak aktarılmıştır. Yazının bütününe Sözcükler dergisinden ulaşabilirsiniz.