ÖYKÜ KİTAPLIĞI M.S.Aslankara; ‘BEREKETLİ EVRENLER ÜZERİNDE’; BİLİMKURGU ÖYKÜLERİ…

“BEREKETLİ EVRENLER ÜZERİNDE”;
BİLİMKURGU ÖYKÜLERİ…

M.Sadık Aslankara

Öykücülüğümüzde bilimkurgudan söz edildiğinde Tanseli Polikar, akla gelecek ilk adlardan. Yazarın Cehennem Huzur Evi (Siyah Beyaz, 2010) başlıklı öyküler toplamını önceki yıllarda okumuş, hatta yapıta bir iki satırla değinmiştim de geçmişte.

Tanseli Polikar, bu kez yeni bir yapıtla okurunu selamlıyor: Bereketli Evrenler Üzerinde (Tunç Yayıncılık, 2021). Öyküler bizi, kendimizle bir hesaplaşmaya çağırıyor denebilir. Bu hesaplaşmada bir artalan anlamında özellikle doğa-insan ilişkisinin öne çıktığı görülüyor.

Gizem var elbette öykülerde, ama karanlık, korku vb. gizeme destek vermek anlamında değil, bu hesaplaşmada bizi uyarmak, doğru yolu görmemizi sağlamak adına öne çıkıyor denebilir. Nitekim öykülerde açık biçimli bir anlatı dilinin yeğlenmiş olması da bunu destekliyor zaten.

Bu çerçevede, “[h]er şeyini bilgisayarlar üzerine kurmuş olan (bir) dünya” (76) gerçekliği karşısında elimiz kolumuz bağlı kalabiliyoruz. Nitekim yazar, bilimkurgusal – fantastik öykülerinde olan biteni türün gerektirdiği biçemsel yaklaşıma göre değil yazınsal temellendirmeye dayalı olarak önümüze getiriyor. Öyle ya, “bu çöküşten etkilenmeyen” (92) hiçbir yer kalmamıştır artık şu dünyada. Öte yandan “kuramlar zamanın bile değişebileceğini söyler(ken)” (142) elimizden daha başka ne gelebilir?

Tanseli Polikar’ın öykülerini okurken insanoğlunun, kendini uygarlığın patronu olarak görüp, derken doğanın parçası olduğunu da unutarak kendi geleceğini yok edercesine “kibir”le nasıl tanrılık tasladığını kavrıyor, bu tehlikeli gidişe değgin sırtımız ürperirken titriyoruz.

Tanseli’nin yapıtını okumaya geçerken elimde olmadan Bereketli Topraklar Üzerinde’yi (1954) anımsadım diyebilirim. Orhan Kemal’in bu ünlü romanından yetmiş yıl sonra Tanseli’nin de ilginç bir örtüşmeyle öyküsünde, yine Çukurova’ya dönük göndermeyle öne çıkması ilginç geldi bana.

Ancak üzerinde asıl durulması gereken yan, ister roman ister öykü olsun her iki yazarın da bireysel erdem, toplumsal barış ve evrensel değer bağlamında kendilerini ahlaksal ilke odağına göre konumlandırması yine de.

Bütün bunları Tanseli, felsefi içkinlik temelinde, insanla olduğu kadar tüm doğa bileşenleriyle uyarlık içinde diyalektik kavrayışa dayalı dinamik bir evrensel projeksiyon olarak önümüze getiriyor Bereketli Evrenler Üzerinde başlıklı öyküler demetinde.

Bu sözlerin ardından özet olarak söylersem, yapıt bu yanıyla, distopyadan ütopik çıkarsama deren, buna sıkı sıkıya sarılmamız gerektiğini vurgular bir konuma geliyor bütünlük halinde. Öte yandan Tanseli, yazar olarak yapıtın sonuna eklediği “Sayıklamalarım” başlığıyla bu öykülerin sağlamasını da yapıp alabildiğine pekiştiriyor ayrıca bu yargısını.

Ah ne olurdu yayınevi de bir iyice okuma süzgecinden geçirip hatasız baskı ulaştırabilseydi okuruna.