ÖYKÜ KİTAPLIĞI M.S.Aslankara; Kemal Gündüzalp; ‘Öyküden Öyküye’;

KEMAL GÜNDÜZALP: “ÖYKÜDEN ÖYKÜYE”…

M.Sadık Aslankara

Kemal Gündüzalp, çok yönlü bir yazar. Şair, öykücü, romancı. Andığım bu üç türde verimlediği yapıtlarıyla, uzaktan sanki görece örtük bir duruşa sahipmiş gibi görülse de alandaki verimleriyle dikkati çeken adlardan biri yine.

Bu türlerin yanında deneme ve eleştiri alanındaki verimleriyle de alanda önemli bir ad olarak yazınsal değer üreten yazarlarımızdan biri aynı zamanda. (Bu yazıyı, 01 Nisan 2021 tarihli Sayfa Yazısıyla birlikte okumanızı öneririm.)

Onun, yazınımıza, özelde öykücülüğümüze vefa duygusuyla üç yıl arka arkaya yayımladığı Öykü Yıllığı (2012-13-14), kolayına altından kalkılabilecek bir iş olmadığı halde, bütün yüküne karşın gönüllülükle üstlendiği bir görev anıtı olarak duruyor çalışması ortada.

Diyeceğim çok yönlülük kadar alana liyakatiyle de dikkatleri üzerine topluyor Kemal. Üstelik ilk şiirini, 1971’de, üstelik Memet Fuat’ın beğeni süzgecinden geçmiş halde yayımladığı da göz önüne alındığında bu yıl yazınımızda ellinci yılına da ulaşmış konum sergiliyor demektir.

İşte onun bu alana yayılmış yapıtlarından birine, fırından sıcağı sıcağına çıkıp elime ulaşan bir eleştiri-inceleme kitabına getireyim istiyorum sözü: Öyküden Öyküye (Alkali Kitap, 2021).

Öykü Kitaplığı’nda bugüne dek hep öykü kitapları üzerinde durduğuma göre bu başlık altında öyküler yerine ilk kez buna yer açan, öykü evrenleri, kişileriyle bu kurmacalar arasında gezinen bir kitaba değineceğim demektir.

Kemal, çalışmasını iki bölümde yapılandırıyor: “Teke Tek Öyküler”; ardından “Öykücüler ve Öyküler”.

İlk bölümde yazar, metinden kalkarak kavramsallığa ulaştığını düşündüğü öykülere yer açıp bunun maddi verilerini gösteriyor. Böylelikle öykünün getirdiği kavramsallığı somut biçimde okurla paylaşmaya girişiyor. Bu yanıyla yazarın ele aldığı öyküler, öykücülüğümüz içinde ciddi bir yere karşılık geliyor denebilir. Öyle ya, söz konusu yazarlar, Kemal’in seçtiği öyküleri nasıl işleyip yapılandırıyor ki, böylesi işlevsel bir önem taşır hale geliyor sonuçta?

İkinci bölümdeyse yine ilk bölümle örtüşür nitelikte bir açılım getiriyor Kemal Gündüzalp. Çünkü yazarlara, kaleme aldıkları öykülerine topluca bakarken bu yönde kavramsal yaklaşımı önde tutuyor yine. Böyle olunca da yapıt, bu iki bölümüyle tam anlamıyla bütünlük sergilemiş oluyor.

Kemal Gündüzalp’in Öyküden Öyküye adlı bu değerli çalışmasına Kitaplar Adası’nda ayrıca yer açacağım için büyük emek ürünü bu yetkin değerlendirmeye burada değinmiş olmakla yetineyim salt.

Öyküye, edebiyata ilgi duyanlar kadar herkesin hem severek hem yararlanarak okuyabileceği bir kitap Öyküden Öyküye.

Evet Kemal Gündüzalp, yazınımızda ellinci yılın kutlu olsun kardeşim. Bugüne kadarki emeklerin, katkıların için teşekkürler.