ÖYKÜ KÜRSÜSÜ: Duygu Terim Top; ‘Çakmak’ – Öykü

Çakmak
Duygu Terim Top

O gün, Bodrum otobüsü yerine İzmir otobüsüne binmiş olsaydım…

Bir silah patlardı

Ne yazacağımı söylerdi silah sesleri

Ve çocuk ağlamaları arasında üşüyen ayaklarım ısınırdı kendiliğinden

Şiire kapıyı kapatırdım

Gülüşe aldanmaz ve daha az aldatırdım

Yaprakların rüzgârda uçuşması canımı acıtmazdı

Çok kahkaham olurdu.

Şimdi, daha az uyuyup daha çok şiir yazıyorum.

Daha çok düşünüp daha az konuşuyorum.

 

Gecenin en soğuk saatlerinde, Ankara-Muğla yolu üzerinde bir dinlenme tesisinde mola verdi otobüs. Günün yirmi dört saati mercimek çorbası, et suyu ve limon kokan, çayının rengi geceden kara bu yerde tek amacım, dumanla ruhumu havalandırmaktı.

Eski kocamın hediyesi olan baykuş işlemeli sigara tablamı bavuluma atmıştım. Çantamdaki ezik paketin içinden çıkan iki dal sigaradan biri az sonra ateşle buluşacak ve gözümün önündeki sis perdesi aralanacaktı.

Ateşinizi alabilir miyim? dedim.

Tabii, diyerek uzattı zarifçe.

Uzun saçlı erkeklere beslediğim zaafı kendimle mezara götüreceğimden emin olarak çakmağı geri verdim. Tedirgin olmuştum çünkü az önce elimde tuttuğum çakmağın üzerindeki kabartma geçmişin ışıklarını yakmıştı. İşlemeli bir Zippo çakmak? Lanet olası adam! Her yerde gölge gibi beni izliyor sanki. Boşanalı neredeyse yedi yıl oluyor, hâlâ bilinçaltımdaki yerinden bir gram hareket etmemiş! Kendime de yeni bir tabla alsam iyi olacak!

Geçmiş, duyguda soluklaşsa da, bedendeki izi canlılığını pek kaybetmiyor. İnsan, hisleri unutabiliyor ama tenine işlemiş bir dokunuşu silemiyor. İlk sevgilinin tenindeki yumuşaklığı, bir kabartmanın parmak uçlarında bıraktığı izi.

Ağız dolusu küfür etmeyi ayıp sayan anneme yakışır şekilde küfürlerimi mırıltılarıma gömüp, otobüse tekrar bindim. Uyudum, uyandım derken beni dumanıma kavuşturan adamın ön koltuğumda oturduğunu fark ettim. Elindeki kitabının adıyla ilgimi bir kez daha çekmişti; “Soyadını Kaybetmek İsteyenler Gezegeni”.

Parmak uçlarında yaşamayı tercih edenlerden olduğu belliydi; yeryüzünde işgal ettiği yerden rahatsızlık duyanlardan. Kambur duruşu onu salyangoz gibi içine kapanmaya mecbur bırakmıştı. Bu varlığından utanan haliyle tanıdığım erkeklerden farklı olduğu kesindi, sadece “durarak” ilgimi çekmişti.

Otobüsün gara yaklaşmasıyla birlikte, paketimdeki son sigaradan bir kez daha bizi buluşturması için yardım almaya karar verdim. Bir ateşle başlayan ilişkimiz, içimdeki ağaçları tutuşturacak bir orman yangınına dönüşmek üzereydi.

Bu defa sigaramı kendisi yaktı. Çakmağının üzerindeki baykuş işlemesi gözlerimden beynime, oradan kalbime, sonra yeniden gözlerime değdi.

Benim sigara tablamda da aynı baykuş işlemesi var, ne büyük tesadüf!

Şaşılacak şey! Özel yapımdır bu çünkü. Eski sevgilimin hediyesiydi. Bak buraya isimlerimizi de kazıtmış.

Aldatıldığınızı öğrendiğiniz sahneyi yazma fırsatınız olsaydı, neyi tercih ederdiniz? Bir otel odasında yakalamak mı? Kendi evinizde, kendi yatağınızda iki çıplak bedeni izler miydiniz mesela?

Ya çekici bulduğunuz bir adamın, eski kocanızın sevgilisi olduğunu öğrendiğiniz anki sahneyi nasıl yazardınız?