ÖYKÜ KÜRSÜSÜ; İlknur Güneylioğlu; ‘Fantazya’- Öykü

Fantazya
İlknur Güneylioğlu

Hoşbeş etti, kır teller başının yanlarında görünmeye başlayana dek. Elbette, özbeöz durumları tasarruflusundan betimleyerek. Sözün kısası, sansür gırlaydı. Artık, yaşını başını almıştı. Bu son biçimini bulana kadar güçlü arzularını idareli kullandı. İdareler konusunda hep iradeli olmuştu. Bundan sonra tutkularına gem vurmayıp, onları cömertçe saçmalıydı. Verimi bol, doğal kaynaklar arıyordu. Bir masal anlatışı gibi, kendini veriyordu işine. Konuşan kelebekler, uzun bacaklı yılanlar bir ölçüsüzlük, kuralsızlık değildi. Takınılan tavır, pozisyona bağlıydı. Bir bakarsın eli de, dikkati de açık, bir de bakarsın ne varsa el koymuş, şuursuzdu.

Yatağındaki, tutsak olduğunu söyledi ona bu sabah. Esneyerek, özgürüm, dedi.

Diline dolamıştı bir şarkı:

— Bütün üstün

Bütün üstün

Bütün üstün nitelikler

Bir araya gelmiş

Bende toplanmış

Bende bende bende

Bütün üstün nitelikler

Bende bende bende

Yatağındaki doğruldu, sesini hafifçe yükseltti:

— Ama içimde garip bir his var.

— Kuruntu, kuruntu, kuruntu…

— Yok, ben yanılmam, olmayacak bir şeyi oldurmam.

— Gelecek, gelecek, ona da sıra gelecek.

Hedefi, bir ahenk kurmaktı. Uyuşturarak hissedemez duruma getirmek.

Masallar

İnsanlar

Olağanüstü bir gelecek. Bulanık zihinler. Kurcaladıkça bağlantılar yitip gidiyordu. Çeliniyorlar, baştan çıkarılıyorlar, boşalıyorlardı.

Bir ilkbahar kahvaltısı başladı. Hafta içi, büyük bahçede. Yeşiller solundu. Fotoğraflar gümüşi pembe. Sarf edilmemiş sözler gösterişsiz, sade. Birkaç söylenti gelir gibi oldu. Yeşilleri delip geçen hafif rüzgâr dağıttı saçları. Grilik katman katman dibe çekiliyordu. Derinlerdeyse emniyet pimi çoktan çekilmişti.

— Hiç düşündün mü?

— Bu yaşa bomboş bir beyinle gelmedim.

— Beynin neyle dolu?

— Fantezi.

— Beni ikna etmiyorlar.

Bu hikâye böylece sürüp gidebilir. Sürdürülebilir. Taraflardan biri daha yürekli değilse. Denklik bozulduğu an fantazya patlar. Kimisi karşısındakini, bazısı kendini, birtakımı hem kendini ve karşısındakini hem de herkesi suçlar. İlk kandıran, kandırılan kimdir? İkna etmeden, edilmeden doğru olmayan hangi gerçeklere inanılmıştır? Kabahatler basamakları oluşturulduğunda, yüksek perdeden ezgilerle konuşan taraf her zaman en üsttedir. Yatağındaki, daha sahici ve şifre çözücüdür. Nadiren yanılır. Bunu da bile bile yapar. Bu da, onun diğeri gibi tepede olmasa da, alt basamaklarda yerini usulca almasına yol açar.

Nesilden nesle aktarılır merdiven. Sahipleri, sakinleridir. Sakinler ve merdiven öylesine iç içe geçmiştir ki, basamaklar insan organlarından oluşur. Mekanik bir biçimde hareket eden kollar her yüzeyde birbirlerini tutarlar. Bacaklar açılır, insanlar iç içe geçer. Yeni konuklar böylelikle çabucak, hem de kendiliğinden elde edilir. Bu yaratılışa rağmen, farklı yaşamlar da oluşur ufak tefek. Bunlar, her evreyi ve genel büyümeye desteği reddederler.

Böyle fikirlerin bir önemi yoktur. Son derece iyi kuşatılmış olduklarından boğulur kalırlar. Bazıları da, rengini belli etmemeye razı olurlar. Yalnızca görünüş olarak canlıdırlar.

Güvendeler mi?

Onca kaygıya rağmen, aslında herhangi bir güven sorunu yoktur. Güven sözcüğü, anlam olarak boştur. Ne biri haykırır ne de bir gölge görünür. Düzensizlik, gizlenmeyi yeğlemiştir. Stratejiler işler de işler. Bir kurgu ki, her şey ardında saklıdır. Dereceye girildiyse ah ne hoştur. Neye ihtiyacın olduğunu düşünüyorsan, onu alırsın. Çünkü bu yarışta sevme ve sevilme hiç var olmayandır.

Yine mırıldanıyor. Hikâyemize dönme vakti:

— Bütün üstün

Bütün üstün

Bütün üstün nitelikler

Bir araya gelmiş

Bende toplanmış

Bende bende bende

Bütün üstün nitelikler

Bende bende bende

Tabağının dibini vurdu masaya, yatağındaki. Saldırgan olan, her zaman alt basamaklardaki. Ne de olsa, hakkı daha çok yendi. Üstteki de, kendince adaletli. Domuzdan bir kıl koparmak da, iyi bilinir ki, merdivende adettendir.

— Niçin beni üzüyorsun?

— Seni çok seviyorum.

— Ah yüreğime söz geçiremiyorum!

— Sen de beni seviyorsun.

İşte, hiç var olmamış sevgiden paylar biçildi. Kahvaltı çayları bitirildi. Gevşek, hareketsiz, uyuşuk. Sıkılmaya, bunalmaya fırsat yok. Hissetmemek için tüm koşullar oluşturuldu. Masal saati…

Konuşan kelebekler belki de güzeldir, tıpkı uzun bacaklı yılanlar gibi.

Bazense ölçütlerin hiçbir gerekliliği yoktur.