ROMAN: Hasan Akarsu – Sığınak

“SIĞINAK” BİR TAŞRA KENTİ (*)
Hasan Akarsu

Sadık Aslankara, 1948 Denizli-Sarayköy doğumlu olup çok yönlü bir yazar olarak tanınır. “Sığınak” adlı romanında, doğup büyüdüğü yer olan Sarayköy’de yaşadıklarından izler yansıtır.

Romanda, İş Dersi öğretmeni Besim Bey, bekçi, Sarayköy Sesi gazetesi sahibi Hüsnü, Ülkü Öğretmen, Eczacı Gülümser, Oğuz Öz, Ressam Ziya Yazıcı, Aylin, Göksel, Erkan, Asu, Aysel, Ercan, Ömer, Meral, Kerim vb ilk adı geçen kişilerdir. Hüsnü, tarihle ilgilenir ve kent tarihiyle ilgili yazıları toplar, yayımlar. Göksel, kent ruhunu sorgular. İsmet İnönü Lisesi’nde okuyan gençlerin arkadaşlık ilişkileri roman boyunca yansıtılır. Büyük kentteki yalnızlık, taşradaki çile dile getirilir. Gençlerin kurduğu SASAT (Sarayköy Sanat Tiyatrosu) önemli çalışmalar yapar. Sarayköy’de doğadaki yaşam ilgi çekicidir. Bağ yaprağı sarması, taze nane, yeşil soğan, tarator, terleme, yufka dürümü yörenin yiyecekleri arasındadır.

Roman kişileri, Saraykent’te, İsmet İnönü Lisesi’nin 50. kuruluş yılı nedeniyle buluşurlar. Sakız Şenliği de etkinlikler arasındadır. Belediye Başkanı düzenlediği şenlikle Saraykent’i tanıtma görevini başarıyla yerine getirirken, kente etkinlik için dönenleri buluşturmayı da başarmış olur. Kerim’in eşi Sermin, Saraykent’e uyum sağlar. Sarayköy (Saraykent) belgeselini Ankara’dan gelen Alaattin çeker. Tıpta dünya çapında ünlü olan Prof. Yılmaz Bey, Amerika’dan gelir. Valiyle olan içtenliği Saraykent’e bir şeyler kazandıracaktır kuşkusuz. Turizmci Aylin’in cilveleri, kadınların ilişkileri, geçmişle yüzleşmeler roman boyunca sürer. Ülkü Öğretmen, “Cumhuriyetin kadın varlığının simgesi” olarak, kentin halk denetimcisi olarak öne çıkar. Aysel, “bütün baharlara küskündür” (s.80). Ablası, Metin ile ilişki kurup gebe kalınca intihar eder. Ercan, Aysel’i sever. Yazar, taşrada yaşamak için konuşkan olmak gerektiğini vurgular. Sakız Şenliği için hazırlıklar sürer. OMUS (Kampanyayı yürüten, araştırma yapan kuruluş) da önemli yer tutar hazırlıklarda.

Sarayköy Belgeseli’ni çeken Alaattin işini benimser. Havuzda Aylin’in kızlarını güneşlenirken çeker. Kerim, taşranın yolculuğuna çıkmış bir yazar olup bu romanı yazmaktadır. Kahramanlarına şöyle seslenir:”…Yani diyeceğim ki, yazdıklarımı okuduğunuzda düş kırıklığı yaşayabilirsiniz böyle bir düş kırıklığı, ilkinde hafife alarak yaşarsınız bunu, ikincisinde hop oturup hop kalkarak, yani sevimli kahramanlarım, benim sevgili ölü askerlerim, sonuçta yazılmışlığınızdan çok daha önem taşır yazılmamış yanınız…” (s.184). Aysel, Banka Müdürü Metin’le evlidir. Aysel ve Aylin taşrada yaşayan; ama taşralı olamayan iki kadındır. Ömer Bey, şenliğe eşi Meral ile gelir ve Aylin’e olan ilgisini gizlemez. Onu da aralarına alıp üçlü ilişkiyi sürdürürler.

Sakız Şenliği’nin kapanış töreninde belediye başkanı konuşur, şenliği değerlendirirken Film Şenliği önerisinde bulunur. Kapanış fişekleri atılır. Yazar, Saraykent’in öne çıkan kadınlarının kapılışını, beyaz efendilerin köle pazarından kız alışına benzetir. Taşraya dönülmemesi gerektiğini vurgular:”Görüyorum, her an yaşıyorum; kentimin dili değişiyor, onca çabaladığım halde; Sarayköy ve ben iki ayrı buz kütlesinin üzerinde, anlayamadan, uzaklaşıyoruz birbirimizden, birbirimizi sevemeden, birbirimizle halleşip dilleşemeden” (s.226). Anlatıcı, Sarayköy’de insanın adamdan sayılmasının güçlüğünü ve ayrılıkların üzüntüsünü de yansıtır. Kendi kuşağının ardından yetişen genç kuşağın şenliğe sahip çıkmasına sevinir, onlardan umutludur. Kentin kendisini geri istediğini vurgular. Kent Müzesi’nin açılışını destekler Sarayköy Sesi gazetesi sahibi Hüsnü’yle birlikte. Müze için binlerce kitap toplanır. Anlatıcı, felsefeci Epiktetos’un sözlerini ilke edinerek, bir kentin “aklın ilkeleriyle yönetilmesi” gerektiğini söyler. Kentlerini terk edenlerin kentliliklerini yitirecekleri gerçeğini anımsatır.

Yazar M. Sadık Aslankara, roman ve öykülerinde, Denizli’den, Sarayköy’den izler yansıtırken, bu bölgenin geçmişini geleceğe taşıma görevini başarıyla yerine getiriyor. Taşranın sorunlarını, tarihsel özelliklerini, insan ilişkilerini, geçmişteki değerlerini buluyoruz öykülerinde ve romanlarında.

 

(*) Sığınak-M. Sadık Aslankara, Roman, Can Yayınları, İstanbul, 1. Basım, 2003, 260 s.

(Türk Dili Dergisi, İstanbul-Kadıköy, Ocak-Şubat 2014)