SAYFA YAZISI: Bir İzlenim M.S.Aslankara; Sanat Kültüründe Bir Kurumsallık: Odtü

Sanat Kültüründe Bir Kurumsallık: Odtü…
M.Sadık Aslankara
(22.11.2018 YAZISIDIR.)

Bir hafta sonunu baştan sona ODTÜ’de geçirmek ya da herhangi etkinliğe katılmak amacıyla arada uğrayıp görece ruh karmaşasıyla birkaç saat boyunca oralarda bulunmak farklı duygu çevrenleri açıyor insanın önünde.

İlkinde yaşıyorsunuz, ikincisinde tanıklık düzeyinde kalıyor bu. Yaşarken zenginlik doğrudan içinize doğuyor, ötekinde âdeta tadına bakıyorsunuz bunun.

Başkalarını bilemem ama benim için böyle oldu diyebilirim gönül rahatlığıyla.

İlk gün ODTÜ Genç Yazarlar Topluluğu’nun düzenlediği etkinlikte Bursa’nın Nâzım’ı belgeselini izledik birlikte, ardından topluluk üyesi, etkinliğin eşgüdümünü yürüten, öykücü adayı diyebileceğim Şevval Özyol yönetiminde onun sunumuyla bir söyleşi yaptık.

Gerek belgeselin izlenme düzeyi, gerekse söyleşiye dönük ilgi, yöneltilen sorular andığım topluluğun entelektüel haritasını apaçık ortaya koydu. Bana, ODTÜ ortamında bulunduğumu gösterdi apaçık.

Sonrasında yine topluluk üyelerinden genç şairler Atakan Durmuş, Özgür Umut Baz’la, genç öykücü Ömer Taha Gülberk’le, tabii Şevval’le oturup çay eşliğinde sohbeti koyulttuk. Edebiyatımızı harmanladık kısacık sürede ruhumuzdaki o eşkin atlarla. Neler neler konuştuk nasıl anlatayım her birini, çünkü koygun tat, belleğimde hâlâ.

Ertesi günü ODTÜ Oyuncuları’yla birlikteydik. Yarım yüzyılı aşkın geçmişleriyle bu kez de Friedrich Dürrenmatt’tan V.Frank’ı sahnelemişlerdi Erdinç Durak’ın rejisiyle.

Oyuncuları da sıralamalıyım elbette.

Ali Talep, Anıl Tatar, Arzum Gökçe Köle, Baturalp Yücetürk, Bengüsu Fal, Berkay Ege İmamoğlu, Bilal Bilin, Doğucan Bulut, Ece Aylin Özdemir, Eda Günday, Elif Arslaner, Erdinç Durak, Ezgi Çakmak, Funda Çelik, Haydar Atcı, Irmak Dudular, Kaan Uğur, Mahir Ulaş Yeşil, Melisa Arapkirli, Muhammet Türk, Neslişah Canbaz, Nurefşan Bolat, Onur Bilen, Saba Jabbariyoun Moghaddami, Sezen Çetiner, Şilansu Başoğlu, Simge Özdemir, Tuğçe Bayır, Ümran Köken, Yaren Kılıç, Yasemin Abra, Yiğit Taylan Uğur, Yiğit Yılmaz, Yunus Arif Kesmez, Yüsra Katı, Zeynep Begüm Keleşoğlu, Zeynep Yenen.

Mutlulukla izlediğim oyunun ardından, bana baştan sona eşlik eden Süreyya Köle’yle birlikte tüm topluluk üyeleriyle söyleşmek, beni de alabildiğine havalandırdı doğrusu. Hani ne denir, havım tazelendi.

Kendilerinden ayrılıp da başımı ODTÜ Konukevindeki yastığa bıraktığımda düşündüm…

Ülkemizdeki sanat kültürünün hangi düzeyde olduğunu biliyoruz. Oysa ODTÜ, bu anlamda alabildiğine özgün bir karakter yansıtıyor. Peki nedir bu?

Yüksek alımlama gücü gözlemek olanaklı elbet ilk ağızda. Ama diyelim şairleriyle öykücüleri, oyuncularıyla yönetmenleri eksiksiz birer verimleyici portresi de getiriyor insanın önüne.

O zaman düşünüyorsunuz elinizde olmadan.

Sanatı içselleştirmiş, bunu yaşama biçimine dönüştürmüş gençleriyle âdeta bambaşka bir coğrafyada, bir sanat ülkesinde, sanatçılar ortamında bulunduğunuz duygusu yaşıyorsunuz.

Çünkü sanat soluyorsunuz, sanki doğuştan bir sanat kültürünün içine doğmuşçasına birden farklı bir yüksekliğe çıkıyorsunuz. Çokseslilik temelinde bir çokkültürlülük bu.

Evet, ODTÜ, sanat kültürü bağlamında bir kurumsal nitelik yansıtıyor, bu apaçık. Böyle olunca sanat kültürünün kitlesel boyuttaki en üst kesimini simgeliyor aynı zamanda, hiç kuşkum yok bundan.

Bana yaşattığınız coşku, bende ateşlediğiniz enerji için bin teşekkür sizlere Sevgili ODTÜ’lüler.

Okur yazarınız, oyuncu seyirciniz bol, yolculuğunuz sonsuz olsun.