SAYFA YAZISI M.S.Aslankara; Afife Jale, Yıldız Kenter, Berna Laçin; Kadın Anıtı

Afife Jale, Yıldız Kenter, Berna Laçin…

M.Sadık Aslankara
(5.3.2020 YAZISIDIR.)

Tiyatro sanatı, hayatı tutuşturan kıvılcımdır, düştüğü yeri hayata bağlar, yaşamın aynasıdır bu nedenle.

Tiyatro sanatçısı da dünya yüzüne yayılmış birer kıvılcımdır tiyatro sanatının körüğünden çıkan.

Onun içindir ki hayat, tiyatrodaki oyunun birer yansıması olarak gider gelir doğum-düğün-ölüm arasında.

Oyuncu, seyirciyle birlikte bu yaşamsal döngünün birbirini sonsuzca tetikleyen iki türbinidir. Birbirini üretmekle kalmaz, birbirlerine bakarak kendilerini de dönüştürüp yeniden yeniden yaratırlar.

Ne var ki bu yaşamsal döngü oyununda tiyatro sanatına da tiyatro sanatçısına da ayrıksı olmak düşer hep. Bir başka deyişle “muhalif kalmak”tır bunun anlamı. Çünkü oyun da oyuncuyla birlikte seyirci de bir karşı duruş diyalektiğiyle yer alır ilişkilenişte.

Oyuncu da seyirci de birer “isyancı”dır; ne var ki bu isyan ölüme karşıdır; ölümün gölge indirdiği çürümeye, çökmeye, tükenmeye karşı isyan. Hayattan, yaşamdan yana bir haykırış yani.

Bu vazgeçilemez tutku, haykırış, çığlık her tiyatrocu için geçerlidir. Bir varoluş nedenidir çünkü bu kendileri için.

İşte üç kadın tiyatrocumuz, tiyatro sanatının gökkuşağında bunu gösterir bize hiç durmadan, yüz uzun yıldan bu yana.

Afife Jale’nin indirilse de sahneye çıktığı, çıkmakta direndiği tarihin üzerinden yüzyıl sonra Berna Laçin de sahneye çıkma kararlılığı gösteriyor. Samsun’da önüne çıkarılan salon engellerine karşın o, Memet Fuat’ın, 1960 başlarında vurguladığı üzere, “Her yer tiyatrodur” özdeyişine dayalı olarak haykırıyor: “Sanat illaki sahnede olacak diye bir kural yok. Meydanlar, parklar var. Hiç olmadı evde oynarım ama yine oynarım.” (Cumhuriyet, 24.02.2020)

Tıpkı tiyatro için direnen, cumhuriyetin ilk kuşağından Yıldız Kenter’in tiyatro sanatına beslediği tutkunun yansımasına benzer biçimde. Tiyatromuza imza atmış bir kadınımız da o. Direnmenin, bir sanata aşkla bağlanmanın, onunla yaşamanın, sonuçta başarmanın somutlaşmış simgesi.

İşte üç kadın, tiyatronun üç oyuncusu.

Afife Jale (1902-1941), Yıldız Kenter (1928-2019), Berna Lâçin (1970)…

Hayatlarıyla tiyatromuza soluk katıp kendilerine unutulmaz bir hayat çizgisi çekerken tiyatromuza da hayat kazandıran bereket tanrıçası edalarıyla üç tiyatroana.

Ömürdeğer emekle tiyatro sanatımızı yücelten, hayatımıza dokunup bize yaşam soluğu üfleyen üç mitolojik kadın. Teşekkürler sevgili tiyatroanalar.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüz kutlu olsun.