SAYFA YAZISI M.S.Aslankara; GENÇ OYUN YAZARLARININ TİYATROMUZA KATTIĞI;

GENÇ OYUN YAZARLARININ TİYATROMUZA KATTIĞI DEĞER…

M.Sadık Aslankara
(15.10.2020 YAZISIDIR.)

Kim ne denli bilincindedir konunun bilemem, ancak, “genç oyun yazarları” olarak nitelenebilecek herhangi listedeki çoğunluğun oyunlarını okumuş ya da sahnede izlemiş biri olarak kendimi bu bağlamda “taraf” saymaktan geri duramamayacağımı söyleyebilirim.

Bu nedenle Notos’un düzenlediği “Yüzyılın 40 Oyunu” sormacası (Notos, Şubat-Mart 2020, Sayı. 80), ister istemez ilgi alanıma girdi, dikkatle gözden geçirdim yüzyılın kırk oyununu, sonuçta bunların yazarlarını aynı zamanda. Hatta konuyu sıcağı sıcağına kitap-lık’ta genişçe ele alan bir yazı da yayımladım. (Bak.: kitap-lık, Mart-Nisan 2020, Sayı. 208,)

Genç oyun yazarlarına odaklanırken yazıya genel bir giriş de yapmalıyım.

Notos’un söz konusu sormacasına katılan iki yüz otuz yedi kişinin yanıtlarından çıkan sonuçta,  Ihlamur Ağacı’nın yazarı Vüs’at O.Bener, Sular Aydınlanıyordu’nun yazarı Nezihe Meriç ortada görünmüyordu. (Listede tek kişilik oyunlara yer verildiği için söylüyorum bunu.) Bunun yanında Oğuz Atay, Haldun Taner, Melih Cevdet Anday, Ekrem Reşit Rey, Aziz Nesin, Vasıf Öngören adları ardından altıncı sıradan kırklar listesine katılırken bir çalım Memet Baydur’u, daha kimleri kimleri öteleyip tek oyunuyla bu yazarlar arasında yer alıyor. Öykünün özgün sesi Sevim Burak da iki oyunla yer buluyor.

Listede kimlere, hangi oyunlara yer var, kimlere hangi oyunlara yer yok, bir göz atalım mı kısaca?

Cevat Fehmi Başkut’un Paydos’u, Ahmet Kutsi Tecer’in Köşebaşı var, Reşat Nur Güntekin’in Hülleci’si yok; Musahipzade Celal’in İstanbul Efendisi var, Aynaroz Kadısı, Bir Kavuk Devrildi’si yok. Aziz Nesin’den Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Toros Canavarı var Çiçu, Tut Elimden Rovni yok.

Memet Baydur, Ferhan Şensoy vb. sıra dışı yazarlar görece merkez dışına çekilmiş izlenimi uyanıyor listede. Zaten Rıfat Ilgaz, Oktay Rifat, Orhan Asena, Kemal Bekir, Güner Sümer, Yılmaz Onay, Dinçer Sümer, Haşmet Zeybek, Ülkü Ayvaz, Tuncer Cücenoğlu, Aydın Arıt, Hasan Öztürk, Erhan Gökgücü vb. yazarlar da görünmüyor.

Ülker Köksal, Yakup Almelek, Ahmet Önel, Haluk Işık, Özen Yula, Behiç Ak, Civan Canova, Cuma Boynukara Yeşim Müderrisoğlu, Yeşim Ebüboğlu, Turgay Nar, Nesrin Kazankaya vb. yazarları da aramayın boşuna.

Nâzım Hikmet’e bile görece güçlükle yer açıldığı havası egemen listede.

Bana kalırsa, sormacaya katılanların en azından bir bölümü, hani ne derler, kanonik bir yaklaşım doğrultusunda kör ayvaz adım atmış, sonuçta göreneğe uygun bir listenin ortaya çıkmasına katkıda bulunmuş olsa gerek.

Bu nedenle 1990 sonrası genç oyun yazarları patlamasının etkimesi neredeyse hiç yansımamış listeye. Bu anlamda Berkun Oya da yer almasa hani, genç oyun yazarlarının imi timi duyulmayacak hiç. Ne var ki bu bağlamda ciddi bir boşluk oluşması, “şaşırtıcı” gelmekle birlikte sormacaya katılanların genel tutumu çerçevesinde “sıradan” göründü yine de bana.

Öyle ya Funda Özşener, Yiğit Sertdemir, Ceren Olpak, H. Gökçin Köksal, Doğan Korkmaz, Cenk Gündoğdu, Ali Cüneyd Kılcıoğlu, Cem Uslu, H.Can Utku ve adlarını anamadığım daha onlarca genç oyun yazarını kim ne kadar tanıyor dersiniz? Sormacaya katılanlar bu adların hangilerinden oyun okunmuş, kimlerin oyunlarını izlemiş?

Şuraya, düz, sıradan geçiverdim bu adları. Tek tek sıralamaya kalksam sayfa yetmez buna. Öylesine çoklar, öylesine üretkenler.

Sonuçta kanonik bir yargı güdüldüğünü söylemekle birlikte, evet bana göre böyle, söz konusu sormacaya katılanları suçluyor değilim yine de. Hiç kuşku yok, başka başka “iki yüz otuz yedi kişi” farklı zamanlarda bir araya gelip otursa, bununla örtüşmeyen farklı sonuçlar üretebilir. Ancak yine de bu kırk oyundan beşi onu bütün listelerde yer alacaktır tartışmasız biçimde.

Söyleyeceğim, genellemeler, kimi yanılgıları hatta yanlışları içinde barındırma olasılığı taşır, bu nedenle şaşırtabilir insanı. Notos’un sormacası da bir genelleme ortaya koyuyor, bize bunları söyleme fırsatı veriyor, bu da iyi bir veri değil mi?

1990 Yazarlar Kuşağıyla birbirine katışmış genç oyun yazarları, yine aynı tarihlerde başlayan tiyatromuzdaki yükselişte, onun yeni bir altın çağın eşiğine taşınmasında büyük rol oynuyor oysa.

Genç oyun yazarlarının, popüler yaklaşım sergileyenleri, günün modaları peşinde koşanları olmadı mı? Olmaz olur mu? Ama bunun yanında tiyatromuzu uçurmak için ellerinden geleni yapmış olanları, deneysel açılımlar yansıtanları, hayalleri peşinde koşup tiyatro sanatını büyülü bir sarmal halinde seyirciyle buluşturanları da unutmamak gerekiyor.

Bu nedenle genç oyun yazarlarını tek bir adı kalkan yapıp kendilerine âdeta iğreti biçimde yer açmak, tüm 1990 kuşağını tek bir adın çevresinde toplayıp boyunduruğuna bağlamak anlamına gelir ki, bu gerçekçi olmaz.

Çünkü biliyoruz ki bugün Türk tiyatrosu, yazarı, yönetmeni, oyuncusu tüm sahne emekçileri bir büyük gençlik kitlesinin omuzlarında yükseliyor.