SAYFA YAZISI: M.S.Aslankara; İkinci Yayın Yılını Doldururken Öne Çıkanlar

İkinci Yayın Yılını Doldururken  Öne Çıkanlar…
M.Sadık Aslankara
(7.02.2019 YAZISIDIR.)

“Anasayfa”da sürekli belirtildiği üzere sitemiz, yayına ilk kez Sevgililer Günüyle Dünya Öykü Gününün birlikte kutlandığı 14 Şubat 2017’de başlamıştı.

Bu haftaki paylaşımlarla sitemiz ikinci yılını doldurmuş, gelecek haftadan itibaren üçüncü yayın yılına başlamış olacak.

“Sosyal medya”nın beni ilgilendiren yanı, kendi payıma, popülaritesi değil, sanatı odaklayan “sanal yayıncılık” tarafı.

İşte sitemiz bir bakıma bunu gerçekleştiriyor.

Sanat, hıza oynayan bir alan değil, bu nedenle twitter hesabı açma gereği duymadım hiçbir zaman. Facebook, Instagram hesabım da yok, geçmişte kimileyin buna niyetlensem de artık www.sadikaslankara.com, bunları topluca karşılamış olduğundan benim için tümü kadük hale geldi diyebilirim bu sosyal ağların.

Bu bağlamda ilişkili olduğum edebiyat, tiyatro, belgesel sinema, birer sanat dalı halinde sitemizde kendilerine yer bulurken, kişi olarak M.Sadık Aslankara’ya yani bana ait tüm verileri de bütün olarak yansıtıp paylaşabiliyor zaten. Hoş kendilerine açılan alan bakımından söz konusu üç dal, eşikçe farklı düzey sergileyebilir, ama yine de sonuçta bu sanat alanlarının öz ya da içerik anlamında kendisine eksiksiz yer bulduğunu söylemekten çekinmeyeceğim doğrusu.

Ayrıca ikinci yayın yılını doldururken sitemizin, görece yazınsal platforma dönüştüğünü, en azından böyle bir evrilme yaşandığını da söylemem gerekiyor. Nitekim site ziyaretçilerinin yoğun ilgi gösterdiği üç ana başlık, kendilerinin eğilimleri yönünde de bize önemli ipuçları veriyor.

Bu bölümleri şöyle sıralamak mümkün:

  1. Sayfa Yazısı, 2. Öykü Kürsüsü, 3. Atölye.

Her üç alanın birbiriyle ilişkilenişindeki girişim, bunları görece tek bir başlık altında toplamamıza da olanak tanıyor kanımca.

Buna göre bir yazarla çevresinde, gerek öykü sanatı gerekse atölye bağlamında birbirleri arasında bir ilişki üçgeni söz konusu demek ki. Binlerle dile getirilebilecek sayıda insan sitenin bu üçgeninde geziniyor başat olarak. Tümü değilse de kimi ziyaretçiler için site, bir tür “yazın dergisi” işlevi de görüyor öyleyse.

Yurtdışından gösterilen ilgi bir yana özellikle Türkiye’ye dağılmış illere, bu arada Anadolu ücrasına ulaşabiliyor olmanın beni çok sevindirdiğini söylemeliyim. Kentler sıralamasında İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Eskişehir, Adana, Kayseri, Bursa, Denizli, Aydın başı çekiyor diyebiliriz.

Bunları, güven duygusuna dönük işaretler bağlamında alıyor, yaş, cins, yerleşim yeri farklılık gösteren okur-yazar bu ziyaretçilere gösterdikleri yoğun ilgiden ötürü teşekkür etmeyi zevkli bir görev sayıyorum.

Bu, üçüncü yıla girişte, var olan enerjimizin yükselmesine, oluşacak iç güçle çok daha yoğun çalışmalara girmek için istek duymamıza yol açacak elbette, bundan kuşkunuz olmasın.

Ancak, yukarıda andığımız, site gezginlerinin yoğun ilgi gösterdiği üçgene dönük ilişkileri daha da yoğunlaştırıp temelde buna dönük kalıcı yaklaşımlar üretmeyi kendi payıma çok önemsediğimi ekleyeyim.

Bu, yazar olarak benimle ilgili beklentilerin neler olduğu, neler olabileceği gibi ufuk açıcı veriler de içeriyor aynı zamanda.

Özetle,  büyük kentlerden Anadolu’nun ücrasına beklentileri karşılama doğrultusunda elimden geleni yapıp görevimi sürdüreceğim demektir.

O halde Vira Bismillah.