Selim İleri’yle Yazın-Yaşam Yoldaşlığı
M.Sadık Aslankara
(8.11.2018 YAZISIDIR.)
Yazmanın, kendini gerçekleştirme eylemi olduğu düşüncesinden kalkılarak yukarıdaki başlığa bir bütünleşim duygusuyla da yaklaşabiliriz pekâlâ. Perde aralığından da değil, düpedüz.
Hadi gelin, serinkanlılıkla oturup aklımızı başımıza toplayalım ve düşünelim. Yazın-yaşam birlikteliği duygudaşlığıyla bağ kurabileceğiniz kaç kişi sayarsınız yaşamınızda?
Selim İleri, çift yönlü enerji alınabilecek güce sahip bir türbin, başka türlü nasıl anlatılabilir edebiyatımızın bu şövalyesi?
Evet, onunla hep ileriye gidersiniz bakın buna kimse karşı çıkamaz, onca öykü, romanla kucak kucak nice heyecanı dertop ederek önünüze getirip yığar, siz de onaylarsınız elbette. Bunlar mı yalnız? Senaryodan sinemaya, tiyatrodan operaya, resimden müziğe gerek eylemli gerekse kuramsal tabanlı nice çalışmanın içinden süzülüp kendi zenginliğiyle besleyen, bizi kendimizden taşırarak yeni ufuklara aşıran bir yol göstericidir.
Ama geriye dönüp de baktığınızda bu kez edebiyatımızın tekmil bütünüyle âdeta bir içtimaa çıkmış havasında tadat yaparsınız, bakın bu da doğru. Yazdığı, kaleme alıp bizim dünyamızda bunları yeniden yeniden canlandırdığı yorumlarıyla, değerlendirileriyle o hale gelir ki, bir edebiyat fakültesi amfisindeymişçesine dile getirdiklerini kaçırmamak için yoğun çaba harcarız. Evet, o hem sanat yapan hem de yapılan sanata değer biçmenin ölçütü olmayı başarmış bir yazar.
Gerçekten de edebiyatımızda Selim İleri’den söz edildiğinde doğrular birbiri peşine, arka arkaya sıralanır artık.
O, önümüze serilip kılavuzluk yapar, ardımızı toplar, eksiğimizi gediğimizi tamamlar, söküğümüzü diker, azık torbamıza yolluğumuzu koyar söz edebiyata gelip dayanmışsa eğer. Biz onun ağzına bakarız, bu sevgili öğretmenimiz konuştukça yazdıkça, baştan bu yana sergilediği enerjiden ötürü ona saygıyla bağlanırız, gönüllülükle ardına düşeriz onun.
Bu yüzdendir ki bakışı, değerlendirmesi bizim için kerterize dönüşür apaçık, hatta zaman gelir, “Selim İleri ne diyor, ne yazmış?” diyerek yol alırız edebiyatımızın o dar sokaklarında, dolaşık patikalarında, ne olduğunu tam anlamıyla kestiremediğimiz akıl sır ermez hendesesinde.
Yıldızınız olur ya hani, onu kerteriz alırsınız kendinize, işte öyle. Selim İleri adı anıldığında durup düşünmeniz gerekiyorsa eğer, bundandır. Bu yüzdendir ki pusulasız kaptanı, kaptanlarından biri olmuştur o edebiyatımızın.
Selim İleri denildiğinde oturup sıkı sıkı düşünmek gerekiyorsa bundandır işte.
Selim İleri, bu yıl 10-18 Kasım 2018 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan TÜYAP 37. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın “Onur Yazarı”.
Evet, Sevgili Selim İleri, siz edebiyatımızın da onurusunuz!