“Sabit Gelirli Ana Babaların Yazarlık Hayali Kuran İşsiz Güçsüz Çocukları” Üzerine…
Osman Akalın
(19.7.2018 YAZISIDIR.)
“Sabit Gelirli Ana Babaların Yazarlık Hayali Kuran İşsiz Güçsüz Çocukları…” başlıklı yazınıza kayıtsız kalmak mümkün değil. Türk edebiyatı hakkında söz söyleme hakkınız hepimizden fazladır ama bizim de uzaktan şahit olduğumuz, değinilmez ise konunun yarım kalacağını düşündüğümüz birkaç gerçek var.
Bugüne kadar Türk yazarların yayınlanmış ilk kitaplarını yeniden inceleseniz eminim ki çoğunu değersiz bulursunuz. Biz de bugün değersiz buluyoruz ama o ilk kitaplar görkemli şairlerin, engin kültürleriyle göz dolduran editörlerin elemelerinden geçip kâğıda döküldüler. Doğrusu gençliğimizde edebiyatı bu ilk kitaplar seviyesinde sanıyorduk. Ve bu kitaplardan daha iyisini yazabileceğimizi düşünüyorduk. Yazıyorduk da… Genç yazarlar bu değersiz metinleri okuduklarında belki bu kadar yanılmazlardı eğer çok güvendikleri eleştirmenler değersiz ilk kitaplara alkış tutmasaydı. Âlem buysa kral benim, diyen o kadar çok hevesli vardı ki yazarlığa, ülkenin matbaaları, dergileri yetişemiyordu peşlerinden. Âlem buydu. Hepsi kraldı. O görkemli şairlerin, o engin kültürleriyle yükseklere yakıştırdığımız editörlerin bize bu kazığı niçin attıklarını hiç anlayamadım. Anlayamayacağım. Edebiyat jürileri hakkında konuşmadım bile.
Durum böyle Sadık Abi, işte iğne işte çuvaldız.