M.Sadık Aslankara Belgeselci Yaşamı

M.Sadık Aslankara’nın TRT televizyonlarıyla ilişkisi 1976’da tiyatrodan arkadaşları Tomris Çetinel, Nusret Çetinel, Orhan Güner ile birlikte “Bindallı” çocuk programındaki oyunların senaryo yazarlığıyla başladı.

“Tekne kazıntısı sanatım” nitelemesiyle andığı belgesel sinema çalışmalarına ise, 1968’de Ankara’da Halk Oyuncuları topluluğunda birlikte çalıştığı yakın arkadaşı, yapımcı yönetmen Nihat Onat’ın yanında, 1983’te TRT İzmir Televizyonunda başladı.

Yine aynı tiyatroda delikanlı yıllarından bu yana arkadaşı olan Mehmet Kaya ile çalışmalarını sürdürdü. İki arkadaşının çok sayıdaki belgeselinde projelerinin hazırlığıyla çekimlerinde, kurgularında hep yanlarında yer aldı. Sonraki yıllarda TRT’nin gerek İzmir gerekse Ankara televizyonlarında, bu arada özel TV kanallarında on beş kadar yönetmenle çalıştı.

On yıl boyunca, başta çok sayıda belgesel için metin yazarlığı ve senaristlik olmak üzere danışmanlık, tasarımcılık, sunuculuk, seslendiricilik yaptı. Aslankara,1994’te, kısa süre üstlendiği yönetmen yardımcılığının ardından belgesel yönetmenliğine geçti.

Yakın arkadaşı yapım yönetmeni Okan Çançin’in katkısıyla, yazıp yönettiği çok sayıda belgesel çekti. Çanakkale Kimlik Kapımız’la (1994, 15′) başlayan belgesel üretiminde, başta Türkiye ormanları ile ormancılığı, doğa, doğal kaynaklar, antik kentler, antik kültür, kentlilik, insan ilişkileri vb. odaklı azımsanmayacak sayıda yapıta hayat verdi. Tanıtım, eğitim amaçlı belgeseller ve spotlar çektiği gibi bağımsız belgeseller de üretti.

Belgesellerinden kimileri:

Ormanı Kadınlar Kurtaracak (1997, 10′),  Ormanım (1999, 4′), Trained Villagers of the Educator Forests (Eğiten Ormanların Eğitilen Köylüleri) (1999, 13′), Volkanlar Obruklarla Karapınar (2000, 15′), Toroslarda Bir Derin Dolambaç (2001, 11’), Orman Kütahya’yı Seviyo (2002, 15’), Ardahan’dan Ardakalan  (2005, 11’), Andımız Ormanımız (2007, 39’), Benim Adım Güler (2007, 49’), Bir Fotoğrafın Anlatamadığı (2009, 24’), Yücel ile Tonguç’un İzinde Bir Ömür (2010, 41’), Bir Halk Kahramanı (2010, 41’),  Hancı Yolcu (2013, 20’) Bursa’nın Nâzım’ı (2016, 47’), Alnında Işık (2016, 41’)…

Aslankara, 1984’ten bugüne kadar ormanlarımızla ormancılığımız üzerinde otuz yılı aşkın aralıksız üretimini sürdürüp, bu, resmi bir ifade sayılmasa da Türkiye’nin ormanlar üzerine en uzun süre çalışan belgeselcisi oldu. Bu doğrultuda çağrı üzerine, 4-8 Ekim 1999’da,  Slovakya’nın Nitra Kasabasında tarım, gıda, orman ve doğa üzerine yapılmış belgesellerin kabul edildiği 16. Uluslararası Agrofilm Festivaline katılan Aslankara,  Trained Villagers of the Educator Forests başlıklı çalışmasıyla festivalin yarışmalı bölümünde, “Bilgilendirici ve Tanıtıcı Filmler” kategorisinde Prize of UN-FAO (Food and Agriculture Organisation) ödülünü; Ormanım ile de yine 1999’da bu kez Foça’da 1.Foça Çevre Kısa Film Festivalinde “oy birliği” ile “en iyi belgesel”, Toroslarda Bir Derin Dolambaç ile 2001’de Kuşadası Altın Kıyı Çevre ve Kültür Filmleri Festivalinde birincilik ödüllerine değer bulundu.

Belgesellerinden kimileri ulusal, uluslararası seçkilere alındı, festivallerle ulusal TV’lerde, farklı kentlerde gerçekleştirilen belgesel haftalarıyla etkinliklerinde gösterildi, gösteriliyor.

Belgesel sinema alanında film değerlendirmeleri kadar kuramsal tabanlı çalışmalar da yaptı. Bu arada kuruluşundan itibaren neredeyse bütün zamanlarda Belgesel Sinemacılar Birliği’nin (BSB) çeşitli kurullarında görevler üstlendi. Belgeselci arkadaşları Hilmi Etikan, Ümit Topaloğlu ile birlikte Belgesel Sinema yıllığının yayımlanışına önayak oldu.

Son yıllarda ise “yoksul belgesel” başlığı altında bağımsız belgeselciliğin önemine vurgu yapan filmler üretmeye başladı. Bu alanda Türkiye’de bir kuramsal temel oluşturmak üzere çalışmalara girişti.