M.Sadık Aslankara Yazar Yaşamı

Aslankara, çocuk yaşta yazmaya başladı. Bir tarih vermek gerekirse anımsayışı 1957-58’lere dek geri gidiyor. Yazdıklarından kimilerini saklayabildiği için çocukluk dönemindeki kalem oynatmalarının tümüne değilse de bir bölümüne bugün de ulaşılabiliyor.

Yazar, bu ilk yazılarında, başta Yahya Kemal olmak üzere pek çok şairden ezbere şiirler okuyan Fatih Medresesinden icazetli amcası Hüsnü Aslankara’nın (1891-1971) etkisi, payı olduğunu, bunların belki de ona öykünmekten kaynaklandığını sanıyor ama bugünden baktığında, kimi çağrışımların, kendisini farklı kapılara çıkarmış olması gerektiği kanısına varıyor.  Babasından aldığı etkiyle okuma tutkunu olmasının, bu tutku için kısıtsız maddi destek almanın, okuma eyleminden ötürü bunun manevi karşılığını görmenin, ailesinin, kendisini gerek düşünüşçe gerekse tutum, davranış olarak her koşulda kabullenişinin, eylemlerinde özgür bırakışının sonuçta özgürce yaşamanın yol açtığı geniş ufkun, buna dayalı yaşam biçiminin belirleyici olduğu kanısında.

Bu nedenle, ön açıcı yanıyla bütün bunları kendisine sağlayan kuvayımilliyeci öğretmen babası Abdullah Hilmi Aslankara’ya (1893-1982) derin bir minnet duygusuyla bağlılığını sürdürürken korumacılığı bir aile geleneğine dönüştüren annesiyle kardeşlerinin de bu etkideki payına vurgu yapıyor. Dost meclislerinde, ailesinin gerek kendisine gerekse kendisi aracılığıyla ülkedeki kimi sanat ortamlarına dönük katkısıyla tüm yaşamına yayılmış olan desteğe özel olarak yer açmaktan geri durmuyor.

Çocukluğu boyunca sürekli yazan Aslankara’nın yine de imzalı ilk yazısı,  Cumhuriyet‘in “Tartışma” bölümünde (“Dış Basında Türkiye”,  20 Nisan 1965), ilk öyküsü ise Denizli’de yerel Pamukkale gazetesinde (“Beyaz Atkılı Kadın”, 17-20 Mayıs 1965) yayımlandı. 1965-67 yılları arasında Cumhuriyet’te çok sayıda yazıyla göründü. 1966-68 arasında, Zeytin Dalı ile Yankı adlı okul dergilerinin, Ulusça Uyanış adlı yerel derginin kurucuları, yayıncıları arasında yer aldı. Bu yıllarda üç yerel gazetede (Pamukkale, Son Haber, Denizli) çok sayıda öykü yayımladı. Denizli’de ve Ankara’da yerel gazetelerde kısa sürelerle gazetecilik, köşe yazarlığı yaptı.

Başlangıcından bu yana öykü yazmayı hiçbir zaman aralamayan yazar, bunları yayımlama konusunda pek istekli görünmedi. Öykülerinde değişik yıllarda farklı yönsemeler içine girdi. Başlangıçta Orhan Kemal ile Sabahattin Ali etkilerinin göründüğü öykülerinde daha sonra 1950 kuşağı öykücülerinin etkileri kendini sezdirdi, 1970’lerden 80’lere giderken ise Sait Faik’e, Anton Çehov’a yaslanır oldu. Kimileri yarım kalan azımsanmayacak sayıda roman da yazdı. Bu dönemler boyunca neredeyse soluksuz hep okudu, yazdı.

1967-68’de İmece’de birkaç yazıyla göründü ama yazın dergileri arasında geniş çaplı ilk kalem oynatmaya Yansıma’da başladı. 1973-75 arasında Yansıma’nın sürekli yazarları arasında yer aldı. Burada yayımladığı kimi yazılarla dikkati çekti. Yazma eylemiyle okuma edimini bütün yaşamına yaydığı halde bu ilk evrede yazılarını yayımlamakta o ölçüde atak davranmadı yine de.

Nitekim onca kalem oynatmasına karşın 1975’ten 1989’a dek neredeyse on beş yıl boyunca dergilerde görünmedi. Bu tarihten sonra yine Cumhuriyet’te, yanı sıra yaygın olarak yazın, sanat, kültür dergilerinde yoğun biçimde yeniden yazı yayımlamaya koyulduğu için 1980 sonrası yazarları arasında anıldı.

Sırasıyla Çağdaş Türk Dili’nde “Yazında Yaşayanlar Yazınla Yaşayanlar”/ “Denemeleştiri” / “Türlerin Dilleri”, Adam Sanat’ta “Yazıyla Yazınca”, AdamÖykü ile Dünyanın Öyküsü’nde “Unutulmaz Öyküler”, Agora’da “Öykülük”, İmge Öyküler’de “Öykü Dediğin”, Belgesel Sinema’da “Belgeleştiri”; Tiyatro Tiyatro’da “Kentler ve Tiyatroları”, “Sadık Seyirci”; www.yenicizgi.com’da ise “Karşılamalar” başlıkları altında, farklı yıllarda uzun ya da kısa sürelerde, ama sürekli yazdı. Halen Cumhuriyet Kitap’ta “Kitaplar Adası” başlığı altında yazmayı sürdürürken sanal ortamda ise www.tiyatrodergisi.com.tr ile kendi web sitesinde (www.sadikaslankara.com) yazıyor.

1986’da ödüllendirilen oyunlarla birlikte basılan ortak yayın sayılmazsa, ilk kitabı 1993’te yayımlandı. Bu kitaplar:

Öykü: Uykusu Sakız (2001), Cicoz (2008), Ondancı (2019).

Roman: Bin Yüz Bir Giz (1993), Selgesus’ta Buse (1996), Sığınak (2003), Le (2010), Ömürdeğer (2014), Şano (2017).

Oyun: Toplu Oyunlar 1 / Kevser’di, Ev-Ses, Hayal Ustası  (2004), Çat’la Pat (çocuk oyunu, 2006), Kırk Yaş Düşleri (2009).

Yayınlarını sürdüren Aslankara’nın bu çalışmalarından kimileri gerek kitap gerekse dosya olarak ödüllendirildi. Uykusu Sakız, 2002 Yunus Nadi Öykü Ödülünü Zeynep Aliye ile paylaşırken 1986’da Kevser’di  adlı oyun dosyası Salihli Belediyesi oyun yarışmasında ikincilik, Ev-Ses adlı oyun dosyası da Üsküdar Belediyesince 1992’de “çevre” konusunda düzenlenen oyun yarışmasında üçüncülük ödülüne değer bulundu. Bu arada şimdilik kaydıyla yayımlamadığı Kör Memdali’nin Çınar Ağacı adlı roman dosyası da 1990’da Ferit Oğuz Bayır Roman Yarışmasında özel ödülle değerlendirildi.

Aslankara’nın Cumhuriyetimizin 75.Yılında Ormancılığımız (2000) adlı bir derlemesiyle zanaat ustalarını anlattığı Usta Eller (2008) başlıklı bir yapıtı daha bulunuyor.