Yaratıcı Yazarlık: Melih Cevdet Anday’dan Yaratıcılık Dersleri II

Melih Cevdet Anday’dan “Yaratıcılık” Dersleri-II…
(16.11.2017 YAZISIDIR.)

Aşağıdaki satırlar, Melih Cevdet Anday’ın “Edebiyat Yazıları”ndan Yalçın Armağan’ın yayına hazırladığı Suçumuz Edebiyat (Everest, 2017) adlı yapıtındaki bir denemesinden alıntılanmıştır.

 

“Ben bir romanı, neyin anlatıldığını değil, neyin nasıl anlatıldığını merak ettiğim için okurum. Sen ona aldırma, buna aldırma… e… ortada kala kala bir konu kalıyor. Ne yapayım ben onu!”

“Romancı, yarattığı kurmaca dünyanın yasalarına (hem de çok sıkı olan yasalarına) kılı kırk yararcasına uymak zorunda olduğunu bilecek, bu kurmaca dünyayı, arada bir gerçek yaşama benzetmekten kaçınacaktır. Çünkü roman gerçek yaşamın anlatımı değildir; bir gerçek yaşam öyküsü anlatmak istiyorsa, romancı, daha başta koyduğu kurallara uyacaktır. Hatta gerçek yaşamda çok görülen tutarsızlıklar, kurmaca dünyada anlamsız kalıverirler. (…) …Gerçekçi roman diye, kurmaca dünyanın yasalarına tam olarak uymuş romana denir, çünkü ancak o roman bizi inandırır, dahası, bize, ‘Tıpkı gerçek yaşamdaki gibi’ dedirtir. Bir romandaki ölüm olayı bile, kendi kurmacası içinde, kendi yapısı ve düzeni içinde gerekli olmalıdır, yoksa tutarlılığını, inandırıcılığını yitirir.”

“…Gerçek yaşam-kurmaca dünya ayrımı, roman bir sanat olarak süregittikçe, hep var olacaktır. Ancak romancının kurmaca dünyası zaman zaman değişir, değişmiştir de. (…) …Konular, baştan beri konuştuğumuz üzere, gerçek yaşama vurularak değil, kurmaca dünyanın yasalarına uygunluk ölçütü ile eleştirilir. Yoksa bunlar, ‘saçma’ diye okunmaz olurdu.”

“Kurmaca bir dünya kurmaya kalkıp da, kendisini kişileri ile karıştıran romancılarımızın durumu, çok önemli bir roman sorununun gereğince anlaşılmadığını gösteriyor.”

(ss.166, 167, 168, 169)

 

(Yukarıdaki alıntılarda geçen “roman”, “romancı” vb. sözcüklerin yerine “öykü”, “öykücü” sözcüklerini yerleştirmenizde hiçbir sakınca yok.)

 

Yukarıdaki satırlar, Melih Cevdet Anday’ın “Edebiyat Yazıları”ndan Yalçın Armağan’ın yayına hazırladığı Suçumuz Edebiyat (Everest, 2017) adlı yapıtındaki bir denemesinden alıntılanmış; değerli Anday ailesi varisleriyle Yalçın Armağan’ın, Everest Yayınlarının hoşgörüsüne sığınılarak aktarılmıştır.