KONUK SAYFA YAZISI: Meryem Nur Özdemir; Ölmeye Koşmak

Ölmeye Koşmak
Meryem Nur Özdemir

Evet evet bir çıkış yolu bulmalıyım. Bu boşluk, bomboşluk öldürecek beni. Boş değilim güya, oysa ben daha dolu dolu yaşayabilirim, yaşamalıyım hatta. Beynim buna programlı yüreğim buna. Buna programlı olmayan yalnızca bedenim. Çünkü ben bir makine değilim. Kaldı ki makine bile zaman zaman bakıma ihtiyaç duyar. Bakımını yaptığınız sürece tıklamadan çalışır. Of! Kafam dopdolu. Gözlerim fıldır fıldır dönüyor yerinde. Halbuki uyumaya, gevşeyip dinlenmeye de ihtiyacım var benim. Ama ne gezer…

Evet bir çıkış yolu bulmalıyım. Kafamın içinde dönüyor düşünceler. Düşüncelerden uzak durmalıyım. Duramıyorum ki…

Onlardan uzak olabilmek için bir işe vermeliyim kendimi. Kendimi tümüyle verebileceğim bir iş…

İşimiz çok çok şükür, sayılamayacak denli işsiz insandan biri değilim. Elim kalem tutuyor, oya dantela örmeyi bilirim. Evimiz dubleks, müştemilatı geniş, küçük bir çiftlik kadar. Oysa benim kilolu bedenim naif; kafam gibi sürekli çalışamayacak denli naif.

Off kafamın içi dopdolu! Sürekli hızlı çarpıyor kalbim.  Saat istediği kadar hızlı işlesin zamanı ileriye alamazsın ki. Üstelik bu, saatin anormal oluşunu gösterir. En doğrusu, tüm saatler biribirini tutmalı. Erken öten horozun boynunu vururlar. İleri giden saati ne yaparlar bilmem ki…

Ben bir insanım. Çok şey yapabilirim. Ağlamaktan mızmızlanmaktan, nazlanmaktan öte bir çok şey. Ne yapmalıyım Allahım. Kendimi neye, nasıl bir müzmin işe bütünüyle vermeliyim…

Ah okumak istiyorum. Kitapların içinde bütünüyle kaybolmak istiyorum. Damdan düşenin halini damdan düşen anlar. Benim gibi olan insanlar ne yapmış bilmek istiyorum. Öteki divânelerle halleşmek istiyorum. Ben… Çok şey okumak istiyorum…

Bir çıkmaza girmişim sanki. Benim gibi insanları bir bulabilsem. Kızlar. Arkadaşlarım, gerçi benim gibiydiler hepsi. Ah ama ben! Ben onlar gibi değilim. Hiç olmadım onlar gibi, olamadım! Onlar da benim gibiydiler. Ama hepsi bırakıp gitti beni. Gelin olup gitti hepsi…  Şimdi benim gibilikleri bitti mi, bilmiyorum.

Her biri bir yerdeler şimdi. Adlarını andığımda seviniyorlar yalnız. Eskiden kitap paylaştığım arkadaşlarım. Az sayıdaki kitap o zaman güzeldi. Tek tek hepsinin okumasını sağlıyordum. Kitapları konuşuyorduk onlarla. Birimizin eline yeni bir kitap geçse hepimiz seviniyorduk. Ellerimizde çantalarla, kâğıtlar kalemlerle gidiyorduk birbirimize gelirken. Şimdi kimse yok buralarda.

Okuyabileceğim, üstünde çalışıp düşünebileceğim yeni kitabım da yok. Kapasitemin çok altında ağır ağır yürüyor ömrüm. Kapasitemin altındaki bu ağır yürüyüşü beynim ve yüreğim hızlı çalışarak hızlandırmaya çalışıyor sanki. Hayat yavaş gidiyor ey beynim, ey yüreğim siz neden hızlısınız? Ayarı bozuk saat gibi kenara atılmaktan başka söyleyin neye yararsınız!

Ah bir çıkış yolu bulmalıyım. Yoksa bu hızla beynim ve yüreğim bir yerlere çarpacak. Beynimin, yüreğimin hızına yetişecek hayat arıyorum. Sayfalarında kaybolacağım kitaplar arıyorum. Gayretimi verecek öğrenci arıyorum. Ben bu hızla yaşamıyorum, ölmeye koşuyorum.

19 Mayıs 2007

Boztahta

 

İŞTE

 

Çok teşekkür ediyorum size hafta sonu gelse de dinlesek dediğimiz programımız için. İçinden kitap geçen programların tiryakisiyim ben. İşi gücü, mesleği kitap olanlara öyle imreniyorum ki! Dünyada yüzlerce yayınevi, binlerce yazar, milyonlarca kitap olsun da bugün, birilerinin kitapsızlıktan ağlamakla geçsin ömrü, inanamıyorum ama böyle ne yazık! Okuyacak bir şeylerim olsun diye kendim karalıyorum bir şeyler. Evirip çevirip okuyorum bulabildiklerimi, ezber edesiye. Eleştiri çok ilgimi çekiyor, merak ediyorum nasıl eleştirmen olunur…

Elime alınca henüz okumadığım her kitap gülümser bana. Hem öyle ki Mona Lisa’nınki hiç kalır yanında. Ah işte bu gülüşe vurgunum ben. O gülüşe, o büyüye erdiğim anları artırmak için neler vermezdim! Hani insan hep sevdiğinden konuşulsun ister, kitabın geçtiği programları özleyişim bundan. Doyasıya kitaba ermiyorsa elim bari gönlümüzün hasretini artıran programlarımız var, işte bunun için çok teşekkür ederim. Lütfen bana ylardımcı olur musunuz, siz, iyi ki varsınız, yüreğimin kutluluk sebebisiniz bir yerde bilseniz. Daha iyi anlamak için beni sıradan bi dinleyici yerine koyun kendinizi. Sizi seviyorum. Saygılarımla.

Taşra Kızı

 

Meryem Nur Özdemir

Boztahta Köyü

Kargapazarı KOZAN/ADANA

 

Meryem Nur Özdemir, yukarıda aktarılan yazıyı M.Sadık Aslankara’ya, 2007’de TRT İstanbul Radyosu yapımcılarından Zehra Karabel’in gerçekleştirdiği “Tatil Gündemi” programında kitap tanıtımı yaptığı günlerde Adana Kozan’ın Kargapazarı Boztahta Köyünden elyazısı mektup halinde, göndermiş, ancak yazarımız bunu “Konuk Sayfa Yazısı” olarak paylaşmayı uygun bulmuştur.