SAYFA YAZISI M.S.Aslankara; BİR ANLATICI OLARAK YAŞAR SEYMAN;

BİR ANLATICI OLARAK YAŞAR SEYMAN…

M.Sadık Aslankara
(10.12.2020 YAZISIDIR.)

Yaşar Seyman, bir Ankara, yanı sıra kadın ve siyasa anlatıları yazarı.

Hangisi öne almak gerekir derseniz, kitaplarına göre seçim yapmak gerekir derim kendi payıma. Nitekim son yapıtı Zine (Bilgi, 2020), bir kadın anlatısı bağlamında öne çıkıyor.

Kadın anlatısı deyince, kadınların bilim, sanat, spor başta olmak üzere her alandaki öncülüğünden tutun yine çocukluk, kadınlık, annelik başta olmak üzere yaşadıkları çok çeşitli kadın olma durumlarıyla sorunlarına, ayrıca buna bağlı uğradıkları kıyıma, işkenceye, şiddete, tacize, tecavüze, savaşlardan göçlere dayanılmaz acılara daha nerelere nerelere uzanacaktır.

Cumhuriyet Kitap’ta Zine’sinden söz ederken Yaşar Seyman’ın, yapıtta, “anımsadığı kadın erkek nice kahramanı” paylaştığına değindim. (26.11.2020)

“Kahraman” derken, öykü, roman dramatik anlatılarda söz konusu edilip öne çekilen, hikâyeleri paylaşılan erkek-kadın karaktere, ötesinde kişiye “kahraman” deyiveriyoruz yuvarlamayla.

Derginin aynı sayısında Çiğdem Ülker de yapıt üzerine kaleme aldığı yazının ilk tümcesinde daha, “Zine’nin öykülerinin hepsi kadın, hepsi hayat,” diyerek giriyor söze.

Gerek Yaşar Seyman, yapıtını, gerekse Çiğdem Ülker, yapıt üzerine bu doğrultudaki yazısını verimlerken bununla örtüşür nitelikte kavramsallıkla buluşturup bütünlüyor hiç kuşkusuz yapıt-yazı evrenlerini.

Diyeceğim, özneyi seçme, daha doğrusu öne alma tutumu değinilmesi gereken burada, amaçsa konu başlığına yoğunlaşıp odaklanmak, bunca basit iş.

Çünkü varlık olarak kadının da erkeğin de “tek” başına alınmasından söz edilemez zaten, kaldı ki bütün bütüne böyle bir seçmeye dayalı yansıtım da getirmiyor zaten Yaşar Seyman.

Peki ben ne demiş oluyorum?

Aralıklarla kulağıma gelir. Nâzım Hikmet’in, Kuvayı Milliye’de geçen bir dizesi vardır: “destanımızda yalnız onların maceraları vardır.”

Nâzım Hikmet’in onlar dediği, köylü, maraba, işçi, emekçi, zanaatçı vb. halktır. Kulağıma geldiği olmuştur, kimi masalarda konu geçtiğinde, tanıklık da yapmışımdır hatta. “Olur mu,” denmiştir, “karşı taraf olmadan tek bir tarafın macerası iş mi?”

Böylesi hamhalat bir yaklaşım değil elbet benimki, nitekim Yaşar Seyman’ın yaptığı da zaten puslandırılmış görüntüden kalkıp bu çerçevede kadın sorunsalına, kadın sorunlarına yönelmek; kadınların kahramanlıklarını, öncülüklerini sergilerken de haleyi ister istemez onların üzerine düşürmek.

Yoksa ne erkeği kadın varlık ne de kadını erkek varlık olmadan anlatabilirsiniz. Ama kadınla erkeğin genetik yapı yanında taşıyageldiği ayrı bir kültürel görgü, birikim, deneyim temeli yok değil. Kadın ve erkek cinsinden bu iki varlığın örtüşürken çatışmaması, çatışırken örtüşmemesi olanaksız.

Bir yapıtı saltık anlamda kadın ya da erkek yapıtı olmaktan ayıran da bu.

Bir iki örnekle sürdüreyim yazıyı.

Yedi çocuklu “Feride Ana’nın tek umudu küçük oğlu(dur)” (35) sözgelimi. Elbette “”kahraman” olan Feride’dir oğul da bir biçimde zaten bu kahramanlığın armağanıdır ona. Bu nedenle oğul, anlatıda örtüktür, öteki bütün erkekler gibi.

Anlatıcıyı hüzünlendiren “içgüveyi öyküsü” de (47) başat anlatı olduğu halde örtük tutulur yine.

Erkek karakterlerde gözlenen olumluluk ya da olumsuzluk değil burada sözünü etmek istediğim. Örtüklük derken altını çizmek istediğim, görmezden gelmemek, ama olguya dönük bunu değinirlik bağlamında öne almak, böylelikle anlatıda onun odağa alınmayacağını vurgulamak.

Yoksa anlatıcının şu satırları bir “Erkek kahraman” gösteriyor bize zaten apaçık:

“Arabanın kontağını her sabah çevirdiğimde, aklıma hep Uğur Mumcu geldi. Yıllardır o duygularla, korkmadan kontağı çevirdim.” (17)

Uğur Mumcu da burada apaçık bir kahraman olduğu halde yine örtük bir erkek olarak yer alıyor görüldüğünce.

Neden yazıyorum bunları?

Çiğdem Ülker’in kaleme getirip verimlediğiyle bu yazı arasında herhangi fark olmadığını vurgulamak için. (Çiğdem Ülker’in nefis yazısı için bak.: Cumhuriyet Kitap, 26 Kasım 2020)

Okuyun, göreceksiniz, Yaşar Seyman’ın Zine’si, üzerinizden yangın geçmişçesine etkileyecek sizi.