BANA GELEN MEKTUPLAR: Güner Ener

Sn.M.Sadık Aslankara

Uzun zamandır size kitabımı göndermeyi düşünüyordum. Bitip tükenmeyen uğraşlar, ertelenemeyen görevler, sağlık sorunları, vb. engelledi hep. Sonunda “eh, artık ertelemenin sınırını çiz” deyip işe koyuldum.

Yıllardır Cumhuriyet Kitap ekindeki yazılarını okumaktayım -birkaç komşunuzu da-. Dikkatimi çeken şeylerden biri “kadın yazarlarımız”a gösterdiğiniz ilgi. Sayıları, sizden öğrendiğime göre, neredeyse yüze ulaşacak şu sırada. Birkaç tanesinin kitaplarını okudum, yani yenilerin, elbette rastgele seçerek. Sayı çoğalınca seçim zorlaşır. Ama refleksim beni frenler, örneğin çok sözü edilenlerden uzak durmak gibi. Gittikçe kısalan zamanımı boşa harcamamak için.

Benim boy gösterdiğim yıllarda sayımız çok azdı, 5-10 kişi kadar. 1-2 tanesi dışında, herkes hak ettiği yere oturmuştu. Sonra yavaş yavaş arttı, giderek hızlandı, derken şaşırtıcı toplamlara ulaşıldı. Hepsini okumadığım için, bu inanılmaz bir bereket mi, enflasyon mu ayırdetmem olası değil.

İlk iki öykü kitabımdan sonra -(Eylül Yorgunu-1969, Camın Kırık Yerindeki Mavi-1970-71)- tüm enerji ve üretim gücümü resim sanatına yönelttiğim için, uzun yıllar yazıyı erteledim. 1959 yılından beri öykülerim edebiyat dergilerinde yayımlanıp durmuştu. Kitaba dönüşmesi 1969 yılında gerçekleşti. 1970 yılında bir yaz boyu çalışıp bir kitap boyutuna ulaştırdığım dizi-öyküler, dostların israrıyla TRT Öykü Yarışması’na gönderildi, kitaplaşması ancak geri verildiğinde gerçekleşebilecekti, kurallara göre. Geri verildiğinde 12 Mart cuntası karabasan gibi çökmüştü ve görüştüğüm bir-iki yayınevi basmaya çekindiler. Bir edebiyat dergisi “Ben basarım, birazcık makaslayarak” dedi ve öyle yaptık ve de dört sayıda tamamladık. (1971)

1971 ve sonraki yıllarda ancak dergi ve gazetelerde, zaman zaman, talebedilen yazıları yazdım. Bu arada önce Ankara’ya sonra yurtdışına göçtüm. 1993’te İstanbul’a döndükten kısa süre sonra İstanbul Dergisi ve Art-Decor Dergisi’nde sanat-kültür ve sanatçılar yazılarım yayınlandı. Ve iki kitap oluşturacak kadar birikti. Kimbilir, birgün kitaplaşabilirle r de.

Eylül Yorgunu’nun 1999’da yani otuz yıl sonra yapılan ikinci baskısını size gönderiyorum. Kitabın ek bölümünde “neden?” sorusunun cevaplarını bulacaksınız.

Eylül Yorgunu’nu okumadan önce ekteki Prof.Dr.Sevinç Özer’in yazısını okumanızı önerebilir miyim? Bir öneri daha, bunu kitabı bitirdikten sonra yaparsanız daha az yorucu olur sanıyorum, dikkatiniz de dağılmamış olur. Eğer bilgisayarla oynamayı seviyorsanız, Mozilla-Firefox’tan www.gunerener.com.tr’ye girerseniz, şu sıralarda ziyaretçi sayısı 19.000 civarında olan -bir yıllık süre içinde oluşan sayı- eğlendirici bir siteye ulaşabilirsiniz. Ama sırf fotoğraf ve resimleri izleyerek değil, ta başından başlayıp kronolojik sırayı bozmadan, bütün metinleri okuyarak. Çünkü o  metinlerde 1955’ten başlayarak günümüze dek ulaşan, sizin de tanıdığınız ya da tanımadan yitirdiğimiz bir sürü yazar-çizerle paylaşılan anılar yeralıyor, -yerli ve yabancı-.

Bu sitenin ikinci bölümünü ölmeden gerçekleştirebilirsem ne mutlu bana. İkinci bölüm aile ve edebiyat ile ilgili olacak.

Size ileteceğim, etmem gereken ikinci şey Sn. Prof.Dr. Sevinç Özer’in kimliği ve benimle hiç karşılaşmadığı dönemde, size kitapla birlikte gönderdiğim incelemeyi yazan, bizde az rastlanan bir insan türünün tanıtılması.

Adam-Öykü’deki ilginç, kaliteli yazıyı okuduktan sonra yayınevi’ne başvurarak telefonla kendisine ulaşmış ve 2001-2004 yılları arasında keyifli telefon sohbetlerini sürdürmüştük İstanbul-Ankara hattında.

O yıllarda Ankara-Hacettepe Üniversitesi’ndeydi. İlk karşılaşmamız 2004’de Pamukkale Üniversitesi’ne bir konferans vermek üzere davet edildiğimde gerçekleşti.

Eğer bilgisayarda benim siteme girerseniz “Gençlerle Buluşma” başlıklı bölümde size gönderdiğim Sn.Sevinç Özer’in yazısını, söz konusu konferansı ve Sevinç hanımın bu konferansla ilgili yazısını da izleyebilirsiniz.

Kendisiyle ilgili biraz bilgi verebilir miyim?

(Güner Ener’in, üç paragraf halinde Sevinç Özer’i tanıttığı bu bölüm, doğrudan kendisine yönelik olmadığı için mektuba alınmadı.)

Şimdilik bu kadar. Size güzel günler, iyi çalışmalar dilerim. -ve sabırlı okumalar, önünüze yığdıklarım için-

 

Dostlukla,

Güner Ener

(Tel:…)