BANA GELEN MEKTUPLAR: Tuncer Uçarol, O.Nuri Poyrazoğlu

Selam,

16 Haziran’daki “İşçimizin Öyküsü” yazısında, Vefa M.Baki Cinemre’den sen “Yaşamöyküsünden başkaca yazınsal veriminin olup olmadığını öğrenemiyoruz yazarın” diye söz edince, yazarın kızı çok üzülmüş. Bana babasının şiir kitabını da gönderdi iki adet; birini de sana iletmem için. O kitabı da kızı bastırmış. Ben de o şiir kitabını sana iletiyorum mutlu olması için.

Bu arada paket sıska kalmasın diye, geçen yılların İşçi Edebiyatı Ödülü kazanan kitaplarından üçünü de koydum, belki ulaştırılmamış diye.

“Şehirli Kurnazı” adlı öyküleri yazan Mehmet Ali Elçin, bizim “işçi öyküleri” seçmecelerine girmişti. O ilk kitabına benden önsöz istedi. Onu da gönderiyorum.

Genel-İş’in Emek dergisi ortasındaki Sanat Eki sürekli çıkıyor. Onda da 2010 ödüllerini kazananların konuşmaları var.

Bir de 2010 etkinliğine bir forma ayıran Karşın dergisi var. (Artık çıkmayacakmış!)

Sadece bilgi için gönderiyorum bunları da.

Selamlarla. Güzel yaz günleriyle.

 

Tuncer Uçarol
30 Haziran 2011
Ankara


 

Aşağıdaki satırlar, O.Nuri Poyrazoğlu’nun Mektupların Tanıklığı (Öğretmen Dünyası, 2003) adlı kitabına eklediği mektuptan aktarılmıştır:

 

Sayın Aslankara,

Merhaba!

Ayaküstü, törensel tanışmalar dışında görüşmediğimiz için beni anımsayamazsınız. Olsun, ben sizi tanıyorum ya!..

Geçen Hafta Cumhuriyet Kitap’taki yazınızda birden çık öykü kitabını ele almıştınız. Bu tutumunuz bana ipucu oldu. “Gün olur, mektuplardan oluşan kitapları da topluca inceleme gereği duyarsınız.” diyerek bu kitabı size göndermeye karar verdim.

İzleme olanağı bulabildiniz mi, bilmem; 20 yılı aşkın bir süredir kitap tanıtma yazıları yazıyorum. Önceleri öğretmen meslek dergilerinde, gönderilen kitapları kısa kısa tanıtmaya çalışıyordum. Benimkisi bir değerlendirme yazısı değil, benzetmek yerindeyse, “kitap tanıtma memurluğu”ydu.

Sonraları başka dergilerde de benzer hizmetleri sürdürdüm. Şimdi de Çağdaş Türk Dili’nde “Yayınlar Kısa Kısa…” genel başlığı altında, Derneğe, bana gelen kitapları tanıtmaya çalışıyorum.

Bilirsiniz; kitap tanıtma yazıları önemsenmeyen, yine de şöyle bir bakılmadan da geçilmeyen, çerez yazılardır.

Kimi dostlarım, bu tür yazılar yazmanın bir tür “enayilik” olduğunu, verilen emeğin güme gittiğini söylüyorlar.

Desinler. Ben, kitaplar arasında hoşça vakit geçiriyorum ya, onlar aracılığıyla düşünsel ve duygusal yönden varsıllaşıyorum ya, yetiyor bana.

Bağışlayın; kendimi alamadım, savunmaya mı giriştim ne?

Selam ederim, saygılar sunarım.

 

O.Nuri Poyrazoğlu
Ankara, 20.01.2004