YARATICI YAZARLIK: M.S.Aslankara; Yazınsal Estetik, Matematiksel İlinek…

Yazınsal Estetik, Matematiksel İlinek…
M.Sadık Aslankara
(7.9.2017 YAZISIDIR.)

İlk kez yıllar önce değinmiştim. Adam Sanat dergisinde sürdürdüğüm “Yazıyla Yazınca” başlıklı köşemde. Bu kez Doğan Kuban’ın Herkese Bilim Teknoloji dergisindeki benzersiz denemeleri arasında “Sanat ve Uygarlık” başlıklı yazısını okuyunca, yeniden yanaşıp yazınsal bağlamda sağından solundan yine dürteyim istedim konuyu.

Estetik sorunsal anlamında, yazınsal estetikle matematiksel ilişkilenişten neyi anlamak gerekiyor?

Gelin ilkönce Kuban’a kulak verelim:

“Bertrand Russel ‘Eğer matematik doğru anlaşılırsa sadece gerçeğin değil, güzelliğin de ifadesidir’ der. Musikinin yapısı matematikseldir. Sayısal ilişkiler olmadan kompozisyon yapılamaz. Düşüncede, edebiyatta, şiirde, resimde, heykelde yaratmak için matematiksel kurgu zorunlu değildir. Mimari tasarımın uygulamasında, statik nedenlerle sayı ve geometri gereklidir. Fakat bu sadece sayısaldır. Matematiksel bir örgüye indirgenebilecek tek sanat, musikidir. Beethoven’in sağırken bile büyük kompozisyonlar yapması, beynin sesle sayı arasında matematiksel bir ilişki kurduğunu gösteren en büyük kanıttır. Evrenin matematiksel yapısı düşünülürse, musikinin de tarih boyunca varlığını kanıtlamış bir insan yaratması olduğunu ve olasılıkla, insani yetenekleri en çok kullanan sanat olduğunu da kanıtlıyor.

“Eflatun evrenin temelinde sayı olduğunu söylüyordu. İnsan yaşamında oyunun ve şarkının yaygınlığı, dinde, savaşta, ölümde sahip olduğu etki, musikinin insanın yarattığı en büyük sanat olduğunu kanıtlar. Çünkü en saf insan yaratısıdır.” (Herkese Bilim Teknoloji, sayı.71, 4.8.2017)

Sanatların matematikle ilişkilendirilişi yeni değil. Bir sayı mistisizminin, Pitagorasçılarda doruğa çıkan örnekleri yanında, yüzyıllar sonra Kuran’da da görüldüğü üzere, bunun insanı “Elif, Lam, Mim” bağlamında büyüyle kuşattığı, ötesinde sayı-özne ilişkisinin tanrısal çekimlerle geçmiş bin yıllar içinde eskiden bu yana süregeldiği açık.

Yinelemelerle yankıların, dalgalarla damlaların, dizilişlerle sıralanışların, rüzgârla yağmurun, adımlamayla koşmanın, kanat çırpmanın, emmeyle emzirmenin, salınımla yelpazelenmenin, göz kırpmayla yüzmenin, nefes alıp vermenin, cinsel eylemin, günlerle mevsimlerin, gökkuşağının, şimşekle gök gürültüsünün, gece gündüz arasındaki zamansal geçişlerin, güneşle gölgenin, oyunların, dedikoduların, şaşırtmacayla aldatmacanın, bitkilerde yaprak dizilişleriyle tohumların ya da tane dizilişlerinin matematikle, daha açığı sayılarla bağlarını kurmak öyle kolay ki… Nitekim sanatta altın ortanın, perspektifin, simetrinin, herhangi yapıtta örneğin şiirde ölçünün, anlatımda sıralamanın kendisine matematiksel dayanak kurduğu görmezden gelinebilir mi? Buna göre ritim, hayatın bütününe yayılmış halde hem doğal biçimiyle, hem de ayak uydurulmuş ya da keşfedilmiş haliyle var.

Diyeceğim müziğin matematikle ilişkilenişi için söylenebilecek önermeler, sanatın bütün alanları için de öne sürülebilir pekâlâ. Bizi sanatlarda felsefeye koşullayan, bu alanda derinleşmeye giriştiğimizde yolumuzun matematiğe çıkışı bir ölçüde bununla ilintili. Matematikle felsefe ya da yazın arasında kurulmaya çalışılan ilişkilendirmeler ciltler tutuyor günümüzde.

Herkesin büyü, estetik işleyiş gördüğü açık matematikte. Ötesinde bilimlerin dili oluşunun da bunda payı bulunmalı! Matematikten yayılan büyü hepimizi etkiliyor; sarhoş ediyor gide gide, hele şiir söz konusu olduğunda…

Örneğin matematikle ilgili şaşırtıcı görüşler getiren Saim Ericek, şöyle demişti bir kalem oynatmasında:

“… Akıl edemediğimiz kesin bir gerçek de: Matematik şiirin ta kendisi; şiirse tam tamına ince, lirik bir matematik ve onun bile ötesidir!..” “Demek oluyor ki, …matematiğe akıl erdiremez isek asla gerçek şiire ulaşamayız.” (“Matematik ve Şiir”, Cumhuriyet, 6.10.2002)

Başta Melih Cevdet Anday olmak üzere pek çok denemecimiz ne çok eğilmişlerdir konuya, şaşmamak elde değil! Nitekim büyük usta Anday, yeni romanın da şiire yaklaştığını, sonuçta “şiir mantığı” ile yazıldığını söylemişti. Öykü de şiire yakın olduğuna göre, türün matematikle içlidışlı olması olağan.

Matematikle yazın apayrı diller… Matematikteki çekim, onun işleyişte aksamaya kapalı düzeninden kaynaklanıyor biraz da. Bu doğal; verili bir matematik, istenilen sonuca taşır kişiyi kuşkusuz. Ne var ki doğada, sanatta matematikten söz ediliyorsa, dile getirilmek istenen, matematik işleyiş olmalı!

Eğer böyleyse yani yazın, bu yanıyla matematikle ilişkilendiriliyorsa, mantık ya da soyutlayım olarak ilişkilenişi imliyor. Matematik bir ilinek. Bunun reddedilemeyeceği belli. Ancak iş, bunu aşar, matematikle yazın dil, yapı bakımından birbiri yerine geçirilmeye çalışılırsa o zaman durum karışabilir…

Matematiksel ifade polisiyede, bilimkurguda, gülmeceyle benzerlerinde görüldüğünce gerçekliği belirlenmişlikten, konulmuşluk, sınırlanmışlıktan alır. Yazınsal olan, kurulup yeniden yapılandırılmış metindir. Anlatı nesnesi, her ne ise, artık o, hayatla ya da birey yaşamıyla ilgili gerçeklikten koparılmış, bir başka “şey” yapılmıştır. Yazın içi, dil içi kılınmıştır. Hiç kimse yazınsal metindeki anlatı nesnesinin karşılığını metnin dışında aramaya kalkmaz.

Matematiğe, biçimce, görece estetik form yüklenebilir kuşkusuz. Nitekim kümeler, aritmetik sayılar, asal ya da tam sayılar, gerçel, karmaşık sayılar, karekökler, üslü ifadeler, aritmetik ortalamalar, orantılar, ters orantılar, denklemler, özdeşlikler bu yönde örneklenebilir. Aynı şekilde (n) bilinmeyenli denklemler, geometri, analitik geometri, trigonometri vb. konu ya da alan da anılabilir, sonuçta bunlardan yola çıkılarak pek çok örnek gösterilebilir. Ama bilim, matematiksel ifadeleri kullanırken matematik nasıl bilime dönüşmüyorsa; yazın da kurgulamada yaşamsal gerçekliği kullanmakla birlikte, ne gerçekliğin kendisine, ne de bunun matematiksel ifadesine dönüşür.

O halde yazınsal estetik, ilinek anlamında nice yararlansa da varoluşunu, matematiksel estetik dışında koyuyor demektir. Bu, yazınsal bağımsızlığın değil yalnız, aynı zamanda kendi ilkelerine, kendi yasalılığına bağlılığın da ifadesi.