Aşağıdaki satırlar, Doğan Kuban’ın Herkese Bilim ve Teknoloji dergisinin 4 Ağustos 2017 tarihli 71. sayısında yayımlanan “Sanat ve Uygarlık” adlı makalesinden alıntılanmıştır.
“Yaratıcı, sadece varlığından, düşüncesinden, hayalinden dünya ile kurduğu ruhsal ilişkiden ve kullandığı ifade aracılığı ile o zamana kadar var olmayan bir nesneyi kendi düşünce ve yeteneğinden var eden bir sanatçıdır.
Bu bağlamda müzisyen, ressam, heykeltıraş, şair, özgün kuramlar ortaya koyan filozof, yeni araçlar üreten mühendis, kompozitörden farklı bir yaratma süreci tanımlıyorlar. Ressam, heykeltıraş dünyadan ilham alıyorlar. Biçim ve renk olarak yaşayan çevreyi yorumluyorlar. Yazarlar, insan ve toplumları gözlemleyerek ve çok kez taklit ederek yaratıcı oluyorlar.”
“Fakat musikinin örnek aldığı bir dış dünya musikisi yok. Ses var, ama musiki geleneğinde yaratılan ses düzenlerinin doğada eşi yok. Onun için bir musiki yapıtından daha özgün, sadece insan beyninin yarattığı bir sanat yapıtı, başka bir yaratı alanında yok. Bu gözlemin doğal sonucu olarak, toplum, insan, doğadan başlayan, ilhamını doğadan alan hiçbir sanat yapıtı mutlak bir yaratma değil, kendi dışında bir varlığa referans veren bir yaratma türü oluyor.
Bu, bir ressamı, bir şairi, müzisyene göre küçültmüyor. Sıradan bir kompozitör, Leonardo’dan daha önemli olmuyor. Sadece müzik kompozisyonu, dünyada referans vermeyen sanat yapıtıdır! Musiki, insan beyninin özgür yaratısı. Sadece şarkı besteleyen kompozitör sözcükleri kullanarak yaşama referans veriyor. Müzik folkloru insan üzerine kuruluyor. Bu gözlem en bağımsız yaratıcıların müzik besteleyenler olduğunu gösteriyor.”
“Klasik musiki insan beyninin yarattığı bir fırtına.”
“Müziğin sanatların tacı olması matematikle iç içe olmasından kaynaklanıyor. Fakat matematik insanların ruhlarına hitap etmiyor. Matematik musiki gibi milyarları tarih boyunca coşturan bir etkinlik değil.”
Doğan Kuban Hoca’nın sözleri, öykü sanatına dönük bir kılavuz bağlamında alınabilir pekâlâ. Nedir bu sözlerden anlaşılması gereken? Şu:
Öykü, herhangi müziğin beyinde estirdiği fırtına, bu doğrultuda yarattığı dalga olarak düşünülüp öyle tasarlanmalı, sonuçta her öykü, âdeta müzikle, müziğin yaslandığı matematikle içlidışlı bağlar kurularak kaleme alınmalı!
Öyküde çilingirlik yapabilirliğiyle dikkati çeken yukarıdaki satırlar, Doğan Kuban’ın Herkese Bilim ve Teknoloji dergisinde (4 Ağustos 2017, sayı. 71) yayımlanan “Sanat ve Uygarlık” adlı makalesinden, değerli Hocamızla seçkin dergimizin hoşgörüsüne sığınılarak aktarıldı.