ÖYKÜ KÜRSÜSÜ; M.S.Aslankara; Nazmi Özüçelik Öyküsü Üzerine

 Nazmi Özüçelik Öyküsü Üzerine

M.Sadık Aslankara

Nazmi Özüçelik, şiir verimiyle de kendini duyurmuş bir öykücü. Her iki alanda da birer yapıt sahibi ayrıca.

Şiir kitabı Akşam Ötüşleri (Cinius, 2016), öykü kitabıysa Kalbi Kırıklar Cenneti (Kültürkent Kuledibi, 2019) başlıklarını taşıyor. Onun öykü kitabı üzerinde ayrıca duracağım ileride. Şimdilik “Öykü Kürsüsü”ne gönderdiği öykülere yer açacağım yalnız, o kadar.

Nazmi, iki öyküsünü göndermiş siteye: “Önsöz”, “Yanık Sapan”.

Her ki öyküsünü de okudum yazarın. Yine de bunlardan “Önsöz”ü seçtim kendi payıma.

“Önsöz”de, kendi yazarının kaleme aldığı romana önsöz yazmaya girişmiş bir roman karakterini tanıyor, öyküyü de onun ağzından okuyoruz. Öykü ya da romanda kurmaca kişiler ağzından getirilen pek çok evren örneğiyle karşılaşmak olası. Nazmi’nin “Önsöz”ü de bunlar arasında anılabilecek bir metin.

Ancak üstünkörü bir bakışla bile yazarın, öyküsünü, şiirden besleyip taşıdığı bir edebiyat kavrayışıyla kaleme aldığı görülebiliyor hemence. Sözcüklerden imge olarak da yararlanan bir tutum bu, ötesinde alabildiğine duru bir anlatım.

“Önsöz” adlı öykü okunduğunda da görülebileceği gibi kısa tümcelerle örüp saydamlaştırdığı bir anlatımı var yazarın. Ne ki, önden bakıldığında arkası da görülüveren bir kaba kumaş dokusu da değil bu. Artalan zenginliği kadar kavramsal açılımların da köpürtülüyor oluşu dikkati çekiyor ilk ağızda. Bu çerçevede enikonu entelektüel bir derinlik getiriyor metin.

Özellikle herhangi yazarın, roman karakterleri, özellikle de temel karakter aracılığıyla kendi yaşamını da anlatısına sızdırması konusunu usulca tartışıyor olmasının da öyküye dinamizm kattığı söylenebilir kanımca.

Ayrıca yazarın, bu noktadan kalkarak özellikle romanda kurmaca sorununa giriyor havasında gerçekliğe yer açışı, yazarla karakterlerinin bu evrendeki yerleştirimi üzerinde okuru da bunları düşünmeye çağırışı, gereken yoğunlukla işlenemiyor görünse bile yine de bunun öyküyü daha albenili yaptığı ortada doğrusu.

Nazmi, bu yolla sağladığı sıcak duygular eşliğinde okuru kucaklayan, onu içtenlikle saran hoş bir öykü getiriyor önümüze.

Buna göre yeni öyküler verimlemesini de bekleyeceğiz demektir kendisinden.