SAYFA YAZISI M.S.Aslankara; MERHABA ALTINCI YIL…

MERHABA ALTINCI YIL…

M.Sadık Aslankara
(10.02.2022 YAZISIDIR.)

Sitemiz, bu haftanın güncellemesiyle ilk beş yılını dolduruyor. Belki henüz bir elin parmakları sayısınca zamanı kapsayan bir süreci ancak ifade ediyor bu, ama önemli yine de.

Ha Cumhuriyet Kitap’ta yazmışım ha kendi sitemde. Öyle ya 20 Şubat 2003’te Cumhuriyet’te “Kitaplar Adası” başlığı altında yola çıkıp o günden bugüne aralıksız süren yazılarım da yirminci yılına giriyor. 14 Şubat 2017’de www.sadikaslankara.com sitesinde başlayan bu yazılarsa artık altıncı yılına başlamış oluyor bu hafta.

Yayın Yönetmenimiz Rukiye Sevindi’yle birlikte yürüttüğümüz hazırlık dönemi çalışmaları, Okan Çançin’le 2016’da belgesellere, farklı spotlara, kliplere yer açmaya, bunları düzenlemeye, dizgesel hale getirmeye dönük sürdürdüğümüz yoğun, sıkı emekli çalışmalar da eklendiğinde aslında sitemiz yayın geçmişinin yedi-sekiz yıl öncesine gittiğini somut olarak söyleyebiliriz.

Yeni yıldönümü yazısını kaleme alırken 2018’den 2021’e öteki yıldönümleri için yayımladığımız yazıları, düşülen notları, paylaşılan verileri okuyup gözden geçirmeyi de ihmal etmedim bu arada.

Satır başlarıyla dikkatimi çeken noktaları şöyle özetleyebilirim:

Sitede izlenirlik, işlevsellik ciddi örtüşme sergiliyor. Bu olgu, yayın anlayışıyla ziyaretçi etkinliğine dönük eğilimin birbirini kucakladığı anlamına geliyor kuşkusuz. Ortaklaşmacı bir yayın siyasası izlemek, böyle bir gerçekliğin ortaya çıkmasında önemli rol oynuyor olsa gerek.

Sitenin bu yolla görece yazınsal bir platforma dönüştüğü söylenebilir. Çünkü kimi ziyaretçiler için sitenin, bir tür “yazın dergisi” işlevi gördüğü anlaşılıyor böylece.

Bugüne dek bunca geniş ele alış, bakış va kararlılıkla yol alabildiyse eğer sitemiz, bunda söz konusu yayın politikasına destek veren okur, yazar, izleyici pek çok kesimden insanın katkısı da önemli rol oynamış demektir.

Bu olgu, yayınımızı görece, âdeta “kurum” niteliğinde sürdürdüğümüzün de öne sürülebilmesine olanak tanıyor yanılmıyorsam.

Öyle sanıyorum, bunların yanında bize kurum niteliği kazandıran bir diğer özellik, geçtiğimiz yıllar boyunca ortak yayın kavrayışımıza dayalı olarak Yayın Yönetmenimiz Rukiye Sevindi’nin görsel grafik düzenlemede yaratıcı katkısı, program akışına kazandırdığı düzen, her zaman yardıma koşan Okan Çançin’in belgesellerimizle kliplerimizin akışı, dağılımı, seçimi, yerleştirimi bağlamında benzersiz desteği ve katkısı, şair, tiyatrocu Figen Şentürk’ün etkinlik yönetimi, düzenlilik içinde yürüttüğü instagram hesabı yönetimi de bunda rol oynuyor.

Ayrıca bu yargıyı, sitemiz genel yayınlarına dönük aşağıda paylaşacağım kimi veriler bir yandan doğrularken bir yanıyla da pekiştiriyor aynı zamanda.

Sitemiz yayınları, YouTube dışında her geçen yıl artan sayıda konuk tarafından ziyaret ediliyor. Bu ziyaretlerin yüzde 38’i bilgisayar, yüzde 61’i mobil cihazlar, yüzde 1’i de tablet aracılığıyla yapılıyor. Ziyaretçilerin sayfada kalma sürelerinin de tatmin edici olduğunu söylemek olanaklı.

Ziyaretçilerin yüzde 54’ünün kadınlardan, yüzde 46’sının erkeklerden oluştuğunu söyleyeyim. Yaş dağılımındaysa gençler öne geçiyor. Örneğin bunların en kalabalık kesimini, neredeyse dörtte birini yüzde 23’lük oranla 25-34 yaş arası bireyler oluştururken yüzde 19’unu 18-24 yaş, yüzde 19’unu da 35-44 yaş arasında kalan eşikler oluşturuyor. 45 yaş ve üzeri kesim de yüzde 39’luk bölümü oluşturuyor.

Önceki yıllardan bu yana örtüşen veriler eşliğinde ziyaretçilerin sitemiz sayfalarına yönelişinde birbirine koşut eğilimler sergilediği görülüyor. Bunların ilk beşi şöyle sıralanıyor: Anasayfa, Sayfa Yazısı, Öykü Kürsüsü, Atölye, Yazarla Yapılmış Söyleşiler.

Yayınlarımızın değişmez ilk sıra izleyicisi İstanbul, onu her seferinde sırasıyla Ankara ve İzmir izliyor. Geçtiğimiz yıl boyu dördüncü, beşinci kentler Eskişehir’le Bursa oldu hep, bakalım 2022’de sonuç ne olacak? Türkiye’nin ardından sitemizi sırasıyla izleyen dört ülkeyi de şöyle sayabiliriz: Çin, ABD, Kanada, Almanya.

Salt YouTube üzerinden belgesellerimizi ya da kısa tanıtım kliplerimizi izleyenlerin sayısının da 36 binin üzerinde olduğu, bu toplamın yarısını biraz aşar çoğunlukta ziyaretçinin Bursa’nın Nâzım’ı Nâzım Hikmet adlı belgeselimizi izlediği, aynı yoğunlukta izlemenin sürdüğü bilgisini de paylaşmış olayım.

Bu geniş özetleme, sitemizin, özellikle yazın, tiyatro, belgesel alanlarında yararlanılabilir kaynak alanı olduğunu gösteriyor kanımca. Öte yandan yine bu kanalla düzenlenen atölyeler, yayımlanan buna dönük metinler aracılığıyla çok daha dar çerçevede olmak üzere “yaratıcı yazarlık” için de önceden kestirilemeyecek zengin bir dağarın varlığını işaret ediyor bana göre sitedeki yayın bütünü.

Asıl önemlisi, açılan u yolun, kurulan ilişkilenişin karşılıklı alışveriş temelinde sürdürülmesi, eleştirel boyutunun göz ardı edilmeksizin, hatta bunun öne çekildiği bir kucaklayıcılıkla site ziyaretçilerinin bundan yararlanabilmesinin süreğenlik göstermesi kuşkusuzı.

Son birkaç haftadır, yazarlığımın bu evresi üzerine, gerek Cumhuriyet Kitap’ta gerekse www.sadikaslankara.com’da açılım getirmeyi amaçladığım yazılarla kurmaca-eleştiri kol kolalığında süregiden yazarlığım üzerine iç dökmelerimin, biraz da bütün bunlara dönük bir geniş özetleme, toparlama içermesini arzu etmem, aynı zamanda bu kaygılarımı gidermeye de yol açacaktır umuyorum.

İşte bu yeni yayın yılının eşiğinde hem bir yandan bunları paylaşayım, hem komşu başlıklar “Öykü Çilingiri” “Yaratıcı Yazarlık” altında, yazarlığın bu yaratıcı yanlarına yeniden değineyim istiyorum kısa kısa.