DENEME-ELEŞTİRİ; M.S.Aslankara; EY OYUNCU HAZIR MISIN?

EY OYUNCU HAZIR MISIN?

M.Sadık Aslankara

Pek çok kuşak Stanislavski’nin ünlü yapıtı Bir Aktör Hazırlanıyor’u Suat Taşer çevirisinden hatmetmişti geçmiş on yıllar içersinde. Ancak şair, tiyatro sanatçısı, 1940 kuşağının değerli imzası Taşer, çeviriyi yapıtın kendi anadilinden değil ikinci dilden yapmıştı.

Şimdi, erken yaşta yitirdiğimiz değerli yazar, eleştirmen A.Mümtaz İdil’i anarak (1952-2017), onun imzasıyla, Rusça aslından yapılmış Stanislavski çevirisi elimizde artık: Bir Aktör Hazırlanıyor (Öteki, 2017).

İdil, “Suat Taşer’in yaptığı çeviriler(in) son derece yetkin çeviriler ve üzerinde de çok uğraşılmış değerli çalışmalar”, “neredeyse ‘mükemmele yakın’ çeviriler” olmakla birlikte sözü Rusçayla Türkçe arasındaki örtüşmeye getirerek, bunun “Rusça’dan Türkçe’ye yapılan çevirilerde, çevirmenin konuyu anlamaktan çok, onu Türkçe’ye yeniden kazandırmasında büyük yarar sağla(dığını)” vurguluyor.

Yönetmen Tortsov’un oyuncu adaylarıyla yıl boyunca sürdürdüğü derslerden oluşur Bir Aktör Hazırlanıyor. Tortsov, adayların “dramatik, yaratıcı davranış” konusunda yetkinleşmesi için deneyler, okumalar, farklı çalışmalar, uygulamalar aracılığıyla âdeta dünyayı bu çalışmaları sürdürdüğü ortama taşır.

Gelin şimdi Stanislavski’nin bütün zamanlar için önemli bu yapıtından tadımlık alıntılarla, üstelik bütün sanat alanlarının verimleyicileri için örnek oluşturabilecek nitelikte bir minik seçkiye göz atalım birlikte. Stanislavski, bakın neler söyletiyor Tortsov’a:

“Başlangıçta bu o kadar da zararlı bir şey değildir, ama gösterişe kaçmanın, büyük bir tehlikenin tohumlarını saklı tutmak anlamına geldiğini de asla unutmamalısınız.” (40); “Bir aktör ya hayal gücünü geliştirmeli ya da tiyatrodan hemen ayrılmalıdır.” “Kendine özgü girişkenliği olan türden bir hayal gücü, özel çaba göstermeksizin gelişebilir. Siz ister uykuda, ister uyanık olun, bu hayal gücü durup dinlenmeden çalışır durur. Bir de girişkenlikten yoksun, ama tetikleyici herhangi bir güç ile kolayca uyanıveren ve çalışmasını sürdüren türden bir hayal gücü vardır.” (74)

“Aktör bir hindi gibi semirtilemez. Aktörün iştahı kışkırtılmalıdır. Bu yapıldı da iştahı bir kere uyandırıldı mı, o zaman, basit eylemler için ihtiyaç duyduğu malzemeyi isteyecek, sonra da ne verilirse hepsini sindirip kendi malı haline getirecektir.” (347); “Bir sanatçı, kendi psikolojik, insanlık malzemesinden olduğu gibi yararlanmasını bilmelidir, çünkü, rolüne verebileceği canlı biçimin biricik kaynağı odur.” (348)

Oyuncu hadi diyelim hazır… Salon? Sahne? Görevi bu temel gereksinimi karşılamak olan kurumları? Onlar ne yapıyor?

Halide Edip Adıvar, seksen yıl önce Yedigün’de kaleme aldığı bir yazısında şöyle diyor:

“Dünya şaheserlerini halkımıza bu kadar azim bir müşkülat ve yokluk içinde bu kadar olsun muvaffakiyetle tanıtmaya uğraşan milli tiyatromuza maarifimizin bilhassa bu sahada ciddi muaveneti dokunacağını çok ümit etmek isteriz. Ve eğer Şehremaneti modern Türk sahnesinin sanat bakımından esaslarını korumak için bu kadar feragatle çalışan Şehir Tiyatrosu’na şehrimize ve mevkimize layık bir bina kurabilirse hem tarihte ismini teyit etmiş olacak hem de sanat seviyemiz hakkında komşularımıza ve Avrupa’ya hürmet telkin etmiş olacaktır kanaatindeyim.”

(Yedigün, 17 Birinciteşrin (Ekim) 1939; Alıntı için bak.: Halka Doğru, Hazırlayan: Feyza Hepçilingirler, Can, 2017, s.370)

Eyy bakanlık, eyy belediye ya sen nerdesin?

Oyuncu, sakın unutma, sahnede olabilirsin ama hayatın taa içinde, göbeğindesin!